Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bin Hüzünlü Haz

Hasan Ali Toptaş

En Eski Bin Hüzünlü Haz Gönderileri

En Eski Bin Hüzünlü Haz kitaplarını, en eski Bin Hüzünlü Haz sözleri ve alıntılarını, en eski Bin Hüzünlü Haz yazarlarını, en eski Bin Hüzünlü Haz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bu, insanoğlunun baştan beri kurtulamadığı ve sonsuza dek de asla kurtulamayacağı, tuhaf bir yazgıymış zaten; önce ne yapıp edip binbir güçlükle, kıvrana kıvrana yaratır, sonra yaratma sevinci gibi gözüken hazin bir teslimiyetle yarattığının kulu kölesi olur, ardından da ille onu ellerimin arasında tutacağım, ya da içinden bir daha, bir daha doğacağım diye, kendini hırpalaya hırpalaya helak olup gidermiş..."
Sayfa 51
''Birlikte, genzimizi yakıp kavuran acı şarkılar eşliğinde, salaş sokakların sonundaki bulanık kapılardan geçiyoruz sonra. (..) kayboluyoruz belki bazı gözlerde.''
Reklam
Sonra, kim bilir artık ben kapağını bile görmediğim kaç bin kitabın içinde aynı anda, hangi duygularla gezinirken, zaman birdenbire kuşlara dönüştü..
Oysa ben çirkinliğin bile zedelenmesine razı değilim.
İnsanların çoğu yere inmiş, öfkeleri burunlarında geziniyorlar belki. Ellerinde sinir hapları, su şişeleri, poşetler ve bayatlamaya yüz tutmuş günlük gazeteler. Herkes leblebi yer gibi sinir hapı atıyor ağzına, herkes gazetelerin birinci sayfasında pıhtılaşan kanlara göz ucuyla bakıp bakıp susuyor ve herkes adımını ileriye değil de, kendi içine doğru atıyor.
...nedense aranan asıl şey hep insanın içinde kalırmış.
Sayfa 46 - Adam Yayınları
Reklam
...bu ilişki bahçıvanını eğiten vahşi bir bahçe gibi kendiliğinden gelişmeli.
Sayfa 22 - Adam Yayınları
Böylece, aslında hiçbir zaman hiçbir yere gidilmiyor da, yalnızca gidilmiş gibi olunuyor. Ancak kelimelerle gidiliyor ya da, kalınacaksa kelimelerle kalınıyor, kelimelerle yaşanıyor, kelimelerle gülünüyor, kelimelerle ağlanıyor ve sonunda yine kelimelerle geri dönülüyor..
Sonra ben bir de bakıyordum ki, bir başka gün bu gözler oralarda yatıp kalkan, yamuk yumuk, pasaklı bir köpeğin gözleri olmuş. İşte o zaman, aslında böyle bir köpek yokmuş da, sokakta yürüyen insanların köpekleşen yanları gelip sessizce boşlukta yanan kedi gözlerinin arkasında durmuş ve bana dik dik bakmış gibi ürperiyordum.
...nedense aranan asıl şey hep insanın içinde kalırmış...
Reklam
Böylece, aslında hiçbir zaman hiçbir yere gidilmiyor da, yalnızca gidilmiş gibi olunuyor. ancak kelimelerle gidiliyor ya da, kalınacaksa kelimelerle kalınıyor, kelimelerle yaşanıyor, kelimelerle gülünüyor, kelimelerle ağlanıyor ve sonunda yine kelimelerle geri dönülüyor...
"Sokak lambalarının yalnızlığını, depolarda uyuyan eşyaların sırnaşıklığını, insanların birçok şeye karşı gözü kapalılığını, şarkıların çaresizliğini, aşkların ciddiyetini ve çocukların saflığını dinliyorum."
Sayfa 18
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.