Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı

Sefa Kaplan

En Beğenilen Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Bir Bilim Adamının Serüveni - Celal Şengör Kitabı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsana da taşa bakıldığı gibi bakılması lazım, aksi halde bilim yapılamaz. Nesnel olacaksın. Yani bu insanı mutlu etme çabası sosyal bilimcilerde bulunduğu için, sosyal bilimlerin içine din gibi hiçbir sağlam dayanağı olmadığını bildiğimiz sosyal süreçler de giriyor. Bu sırf semavi dinlerle sınırlı değil. Marksizm en hoş dinlerden biri, cenneti var, peygamberi var, azizleri var, kutsal kitapları var, şehitleri var, muhtelif mezhepleri, hatta değişik liturjileri var ve daha bilmem nesi var, bir sürü zırvalık var içerisinde. Fakat bilimin böyle inançların içinde olması mümkün değil. Bunu incelerken son derece nesnel olunmalı. Marx'ın insanlara iyilik etmek istemiş olması zırvalamış olmasına engel değildir.
Sayfa 142Kitabı okudu
Sosyal bilimler adam gibi bilim değiller, ancak mesela tarih bilimdir. Büyük İngiliz tarihçisi John Bury ne diyor? Tarih bir bilimdir; ne bir eksik, ne bir fazla. Ben de buna katılıyorum. Ama sosyoloji falan bilim olabilmiş değiller. Sebebi, inceledikleri nesneyi objektif olarak ele alamamalarıdır. Her bir araştırıcı, bizzat kendisi insan olduğu için iyi niyet ve benzeri motifler giriyor işin içine, insanın yaşamını daha iyi, daha hoş, daha az acılı yapmak gibi motifler. Halbuki bilim bu gibi motiflerle hareket etmez. Bilim gerçeği arar, o gerçek ne olursa, ne kadar acı olursa olsun. Marx'ın "Filozoflar bugüne kadar dünyayı anlamakla uğraştılar; halbuki önemli olan onu değiştirmektir" sözü bu yüzden tamamen yanlış ve tehlikelidir bilim açısından. Sosyal bilimlerde hiçbir araştırıcı insana, örneğin jeoloğun bir taşa baktığı gibi nesnel bakamıyor. Çünkü kendisi de insan.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
Ülkeyi elitlerin yönetmesi hiç şüphesiz daha iyi olurdu. Atatürk'ün yönetimini düşünün. O zaman da ayaktakımı vardı. Ama ayaktakımı yönetimden yararlanıyordu. O ayaktakımına uzanan, ona yardım eden eller vardı. Şimdi böyle bir el yok. Herkes kendi kıçını kurtarmaya bakıyor. İşte bu 20.yüzyılın yaptığı en büyük kötülüktür ve bu kötülüğün bütün kökleri Fransız İhtilali'nde ve Amerikan İhtilali'ndedir. Amerika'da hiçbir zaman aristokrat takımı olmadı. Ama Amerikan halkının cehalet seviyesine bak bakalım. Bush'u kim yarattı zannediyorsun? Irak'ta ölen yüzbinlerin sorumlusu kimdir diye düşünüyosun?
Sayfa 129Kitabı okudu
Biz, plajda gördüğün kum tanesinden farklı değiliz. Ben bunun farkında olduğum için diyorum ki, insanlar benim için önemli değil. Zaten yok olacaklar yakında. Müthiş bir merakım var benim. Kainatı merak ediyorum, neden burada bulunduğumuzu merak ediyorum, ne yaptığımızı merak ediyorum. Kainatın bu muhteşem karmakarışık yapısı beni ilgilendiriyor. Öğrenmek istiyorum bunu, çünkü bana öğretecek kimse yok. Ancak ben kendim öğrenebilirim.
Geri114
144 öğeden 141 ile 144 arasındakiler gösteriliyor.