Öne Çıkan Bir Bozkır masalı kitaplarını, öne çıkan Bir Bozkır masalı sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Bir Bozkır masalı yazarlarını, öne çıkan Bir Bozkır masalı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Habib Mert, bizzat konuşup tanıştığım çağdaş romancılardan birisi. Sohbet etme fırsatım olmuştu birkaç kez. Neyse, bunu niye anlattım? Ben de bilmiyorum.
Habib Mert'in romanlarında en çok şikâyet ettiğim şey, aşırı şekilde betimleme yapması. İşin özüne bakarsanız, tasvir yeteneği çok kuvvetli. Ancak bunun dozajı fazla geliyor bana...
Bu romanda, mekân olarak önceden konu edinmediği bir yeri ele alıyor: Bozkırı... Romandaki bozkır tasviri, onun içinde yaşatıyor adeta. Üstelik romanın hepsi bozkırda geçmiyor; bir kısmı Samsun, diğer kısmı İstanbul. Hatta biraz da Ordu. Bu mekân dikdörtgeninde gidip gelmiş.
Romandan etkilendiğim yerlerin altını çizdim. Bir de baktım ki, çoğu bozkıra dair sözler. Sanırım bendeki bozkır hasretini bu roman perçinledi. Üstelik romanda altını çizdiğim her yeri de burada alıntı olarak paylaşmadım. Bir kısmı da benim mahremim olsun, değil mi?..
Artık çok uzaklarda kalmıştı yüreğimin yarısı. Yüreğimin yarısı bozkırda rüzgârla yarışırken, diğer yarısı korkulu bir bekleyişin nöbetinde zonkluyordu.
Daha dün yaşanmış gibi duran bazı hatıralar, bir daha ulaşılamayacak bir koyun, geri dönülemeyecek bir yolun özlemle işlenmiş kıvrımlarını resmediyordu belleğime.
Son kez, köye koşar adım giden toprak yola baktım. Papatyaların, mor menekşelerin ve yaban güllerinin arasından kıvrıla kıvrıla köye inen yol… Kim bilir kaç defa o yolu yaya yürümüştüm ve kaç defa, ayaklarımı çamura bulayan o yola lanetler yağdırmıştım. Evet, yolun sonuna gelmiştim artık. Ama çok iyi biliyordum ki, her yolun sonu başka bir yolun başlangıcıydı.
Bavulumu alıp, aheste aheste yaklaşan otobüse doğru yürüdüm. Otobüs yavaş yavaş bana yaklaşırken, eylülün esinleyen yeli benden bir şeyler koparıyordu sanki. Yüreğimi sinsi bir korkunun ürpertileri yalazlıyordu. Birazdan yabancısı olduğum, yepyeni bir hayatın kapılarını açacaktı yüzüme yaklaşan otobüs ve beni bilmediğim bir dünyaya doğru taşıyacaktı.