Bir Darbeci Subayın Hatıraları Sözleri ve Alıntıları
Bir Darbeci Subayın Hatıraları sözleri ve alıntılarını, Bir Darbeci Subayın Hatıraları kitap alıntılarını, Bir Darbeci Subayın Hatıraları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Menderes, İnönü'nün savaş sırasında biriktirdiği altın stokuna (125 ton) el attı. Yol, silo, baraj, liman ve elektrik üretimine ve nakil tesislerinin yapımına girişti. Ülkede yükselen şantiyeleri halk gururla, takdirle izliyordu. Menderes'in rüzgârı esiyordu. Muhalefetin eleştirilerine kulak veren yoktu.
CHP'nin; Plânsiz, savurgan ve yanlış işlerden söz etmesine
DP'nin; - Plan mı? pilav mı? Popülist cevabını halk onaylıyordu.
Sayfa 50 - Kronik KitapKitabı okudu
21 Temmuz 1946 seçimleri sırasında İnönü Cumhurbaşkanıydı. Bu seçimlerin yasalara, erdeme ve demokrasiye aykırı yapılması, subaylarımızı da olumsuz etkilemişti. İnönü'ye yakınlık duyan subaylar, bu seçimlerden sonra, ondan soğumaya ve DP'ye yakınlık duymaya başlamışlardı.
Parti yöneticilerinin yaptıklarında bakıldığında, Atatürk'ü hiç anlamadıkları görülüyordu.
Büyük halk kitlesi gibi genç subaylarda İnönü'den soğumuşlardı. Gidişten memnun olmayan bürokratlar ile üniversite gençliği yavaş yavaş kendisine geliyor ve -İnönü'nün manyetik alanından kurtuluyorlardı.-
Yeni partilerin içinde Nuri Demirağ'ın 1945'te kurduğu "Milli Kalkınma Partisi" teknik çağı yakalayabilecek, kararlı tek atılım partisiydi. Kalkınmada başarılı çalışmaları nedeniyle Atatürk'ün 1934 yılında "Demirağ" soyadını verdiği sanayici ve hava bilimcisi ve uygulayıcısı, atılımcı, cesur Nuri Demirağ'ın partisi maalesef vatandaşlardan umulan ilgiyi göremedi. . .
"Biz NATO'ya hatır için değil, değerli Silâhlı Kuvvetlerimiz ve yakım doğudaki konumumuz ve de karşılıklı çıkarlarımız için alınmıştık. Maalesef düşünmeyi Amerika ile kuzenine bıraktık. Eşit bir üye olmak yerine, bir piyona döndük."
Sayfa 49 - Kronik KitapKitabı okudu
İşler kötüye gittiği, ortalık karıştığı vakit, cesurlar hayatları ile oynamaktan çekinmezler.
Sayfa 321Kitabı okudu
Cumhuriyet'in Cizre'si o günlerde Güney Doğu'nun Paris'i sayılırdı.
4 Nisan 1949'da kurulan NATO'ya, CHP iktidarı, 11 Mayıs 1949 tarihinde başvurur. "Avrupa Paktı"dır diye alınmayız. Göz göre göre gerçekler ve anlaşmalar dikkate alınmaz. DP'nin epey ümitli olarak 11 Temmuz 1950'de başvurusu da reddedilir. Türk Tugayı savaş görevlerini övgüye değer başarınca, ABD'nin ısrarlı desteği üzerine, 18 Şubat 1952 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti NATO'ya alınır.
Askerlerin iç politikada, partilerle iş birliği yapma hevesleri, hep pişmanlıkla ve felaketle son bulmuştur.