Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Delinin 9 Günü

Murat Demir

Bir Delinin 9 Günü Sözleri ve Alıntıları

Bir Delinin 9 Günü sözleri ve alıntılarını, Bir Delinin 9 Günü kitap alıntılarını, Bir Delinin 9 Günü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ey aşkıyla yandığım yâr, sen karanlıkta yürüyerek sana gelmekten bihaber olanlara sabır eyle, celálin ile değil aşkın ile yürekleri yak. Karanlık yolların sonunda cemalin ile aşkın ile karşıla."
"Peki Deniz! Ya, her şeye rağmen ama her şeye... Gözlerdeki atese, karanlık yollara, taş gibi yağan yağmura, yakan güneşe, yırtan rüzgâra, kanatlarını feda ettiği aşka; baktığında tüm güzellikleri anlamsız kılan, bir çift gözde yaşamak istiyorsa? Sırf bunun için her gün, her sabah güneşten önce uyanıp o gözlerde yaşamayı isteyip, güneş battıktan sonra o gözlerde hayatının son bulmasını istemeye değmez mi?"
Reklam
"Üşür o... En çok da ayaklarından üşür. Örtmüş mü üstünü? Söylesene... Neden susuyorsun, bari bunu söyle. Aramızda durma öyle. Onun ayakları üşürse, benim cehennem yüreğime karlar yağar. Donar, buz kesilir yüreğimde sönmek bilmeyen ateş. Hayallerim donar, doğmamış çocuklarımız donar, baharda açan tüm çiçekler donar. Bir şey söyle... Yoksa güneş bile donar. Ziyan oluruz, söyle..."
O kuş aşık olacak ve bir zaman sonra bahar dallarına konmaya bırakacak. Hasretle uçacak hocam, hasretle. Sonra, ben nasıl karanlıkta yürümeye başladıysam o da karanlıkta uçacak. Ben nasıl bu yolda en ufak bir aydınlık görmediysem, o kuş da ar tik hasretle, karanlık yollarda uçarken, ardına rüzgâri alıp da öylece gökyüzünün en mavi yanına kendini bırakmayacak Aslında aynı renkte kalmak çok kolay! Sen aşkı bir çift gözde gördügün güzelliklere baglarsan, hep aynı renklerde kalırsın. Ve bir süre sonra o renkler sana hiçbir şeyi anımsatmaz. Ara da baktığın o gözlerde, ateşi de görmen lazım. Görünce de katlanman lazım. Aşk bu işte, insanı bir renkte bırakmaz. O aşk için düştüğün yollarda, yağmur bile farklı yağar tip tas gibi, güneşi ayrı bir yakar. Rüzgarlar esmez öyle ılık ilik, ferah ferah, hem yüzünü hem yüreğini yırtar. Bizim o kuş, bir müd det yol aldıktan sonra, kanatlarını aşka takar, artik kanatsız yürümeye başlar. Değişir hocam, değişir. Sadece renkleri de gil, her şeyi değişir. Aşk bu, dilsiz, cansız taşın bile kimyasını bozar."
"Ağlayabilen gözlerin, tertemiz bir yüreği vardır ve ağladıkça yürekte kir kalmaz.."
Bazen, yemek bahanedir. Yemeğin lezzeti, muhabbette, muhabbeti ettiğin kişilerdedir."
Reklam
"Sen güneş iyi doğsun istiyorsan, geceyi de öyle uğurla.."
Deniz'in gönlünde, bir miktar yeri öldürmüştü. Elindeki yüzük kutusunu masaya koymuş ve kimyası bozulan dünyanın, iklimine uydurduğu Milcan'ın gözlerine bakmıştı "Aramıza kıtalardan daha fazlasını koyan sen! Yine çıplak ayaklarla sana koşup gelecek olan ben... Dönmek istemediğim o günlere müebbet hapis veren sen! Gönlümün penceresinden bakıp umut biriktirecek olan ben... Ayrılığın soğukluğu ile gönlümde dönüm dönüm aşkı talan eden sen! Her baharda nevruz ateşlerinde yanacak olan ben... Aslında giden sen! Lakin bir nefes bile gidemeyen de sen ama kendinden sürülen yine ben... Ve ayrılık soğuğunu bana yaşatan iki kişiden biri sen biri de söylemeye utandığım babam... Yine o ilk soğuğu yediğim yaşlara geri yollayan sen! Ama bir gülsen o yaştaki çocuk aklıyla kanacak olan da ben..."
'Ocak ayının başında, bahar havası! Utanmalısın, üstüme üşüşen soğuk... Ve bilmelisin, ne aşık üşür ne de aşk üşütür!"
"Sen ağlama! Hiç ağlama... Dağları çıplak ayaklarımla ezesim geliyor. Sen ağlama! Yolları tırnaklarımla yolasım geliyor. Sen ağlama işte! Senden uzak her yer çekilmez oluyor..." demişti.
Reklam
İnsanlar birbirini sever ama silah arkadaşları iki kat sever. Onların arasında, ne bakan gözün ne de seven bir yüreğin anlayabileceği bir duygu vardır. Bu duy gu bambaşkadır. Eğer bir gün iki silah arkadaşını birbirine sarılırken görürsen, anlamaya çalışma sakın. Onların sevgisi fedakârlık kaynar. Biri yaşasın diye diğeri rahatlıkla ölebilir.
" -Sen kuşları uçarken mi seversin, Yoksa bir kafeste ya da bir insanın avucunda, özgürlüklerine can çekiştirerek mi??" "- Uçarken tabi ki." "-İyi! Bir daha tutma kolumdan, Bırak da kuşlar uçsun."
"İnsan, insana geç kalmaz! İnsan, zamana karşı pes ederek geç kalır. Sadece insana değil, birçok şeye!"
*Aramıza kıtalardan daha fazlasını koyan sen! Yine çıplak ayaklarla sana koşup gelecek olan ben... Dönmek istemediğim o günlere müebbet hapis veren sen! Gönlümün penceresinden bakıp umut biriktirecek olan ben... Aslında giden sen! Lakin bir nefes gidemeyen de sen ama kendinden sürülen yine ben.. Yine o ilk soğuğu yediğim yaşlara geri yollayan sen! Ama bir gülsen o yaşta çocuk aklıyla kanacak olan yine ben...!*
Sayfa 305
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.