Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kemâlü'l-Kemâl

Bir Eski Zaman Efendisi İbnülemin Mahmud Kemal

Hüseyin Vassâf

Bir Eski Zaman Efendisi İbnülemin Mahmud Kemal Gönderileri

Bir Eski Zaman Efendisi İbnülemin Mahmud Kemal kitaplarını, Bir Eski Zaman Efendisi İbnülemin Mahmud Kemal sözleri ve alıntılarını, Bir Eski Zaman Efendisi İbnülemin Mahmud Kemal yazarlarını, Bir Eski Zaman Efendisi İbnülemin Mahmud Kemal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Bir âdemin ilmine, yahud cehline, terekesinde çıkacak kitaplar şehadet eder”
“Mahmud Kemâl Bey'in her sabah Kur'ân-ı Kerim tilâvet etmek ve Delâil-i Hayrât’dan bir hizb okumak ve tarikat-ı aliyyeye nisbetinden dolayi râbita ve zikr-i serif ile meşgul olmak mutâdıdır. Eyyâm-ı sabâvetden beri ulûm-i âliye-i diniye tedrîs ederek hakâyık-ı diniyeye ayne'l-yakîn muttali olmak ve sulehâ-yı fuzalâdan olan peder-i mükerreminin telkinât-ı mütemâdiyesi de mahabbet-i diniyesini mertebe-i kemâle îsâl eylemiştir. Mazanne-i kerâmetten bazı meşâyih-i izâm ile ihtilât ederek hüsn-i nazar-ı feyz-eserlerine mazhar olmuşlardır.”
Reklam
“En büyük nimet-i ilâhî olan Islâmiyetin kadrini bilmeyenler, âkıbet dûçâr-i hızlân olurlar. Beş on Frenkmeşrebi memnun etmek içün erbâb-ı imanı mahzûn etmek tabiîdir ki sû-i âkibete müncer olur. Nitekim oldu. O âkıbete hasbe'1-Islâmiye biz, yine teessüf ederiz.”
“Akşam namazınin edâsını müteakiben akşam taämı edilir; peder-i ekreminin zamanında câri olan bu kaideyi bozmamiştir. Alafranga saatin tatbîki ve memleketimizde tarz-ı hayatın değişmesi münasebetiyle kışın alaturka saat üçte, alafranga yedi buçuk raddelerinde akşam yemeği yemek itiyâdına hamlolan inhimâk-ı umumîye müşârun ileyh iştirak edenlerden değildir. Pekçok hususlarda meslek-i kadîmi muhafazaya âzimdir. Yakacık'ta bulundukları eyyâm-ı sayfiyede namaza kalkamadıkları sabahlar peder-i muhteremleri, kendinin ve biraderinin odalarının kapısına gelip "Oğlum çok yatacağız kalkınız" diye ettiği nidâ-yı ârifânenin hâlâ kulaklarında aks-endâz olduğunu her zaman kemâl-i teessürle bizlere hikâye buyurur. Pederleri, büyük pederleri, büyük valideleri seherî idiler. Vâlide-i mükerremeleri dahi seherîdir. “Seherde bâğa geldi seyre cânân Neler seyreyledi bîdâr olanlar” Ve “Ne hoş demdir safâ-y1 subh-gâhı Ki ânda bahş olur feyz-i ilâhî” neşesinden hissedar olmuş bir aile-i necibedir. Mahmud Kemâl ve Ahmed Tevfik ve Mehmed Selim Beyler o aile-i muhteremenin salâbet-i diniyesine vâris olmuş bir rükn-i rekîn-i Islâmdır. Zevk-i seherden hissedar, maz-har-ı inâyet-i keremkâr olan șükr-güzerân-ı ümmettendirler. Riyâdan pek ziyade mütehazzir olan Mahmud Kemâl Bey, ale'l-ekser tarik-ı tesettürü ihtiyär buyurarak gafletten kurtulamadığıni, acz-ı tâm ve cürm u kusur ashâbından bulunduğunu yana yakıla söyler. Acz kemâlin âsârından, itiraf-ı noksan ise ubûdiyetin evsâfından olduğu erbâb-1 irfana rûşenâdır.”