Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Gün Tek Başına

Vedat Türkali

Bir Gün Tek Başına Gönderileri

Bir Gün Tek Başına kitaplarını, Bir Gün Tek Başına sözleri ve alıntılarını, Bir Gün Tek Başına yazarlarını, Bir Gün Tek Başına yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dikelip kaldı. Uğultular, haykırışmalar vardı derinden derine. Buraya mı geliyorlar? Niye olmasın? Vilayet’e belki. Vay canına!… Tamam Vilayet’e…Açık açıktı artık. Sürüp gitti uğultular. Kazıntı başlamıştı içinde. Sabahtan beri bomboş içim, kazıntı olmasın mı daha? Gelse de Burak, gidip bir şeyler yesem ben de...Bekle...Hiç gelir mi Burak?...Haykırışlar ağır söyleyip durmuştu epeydir. Burak koşar gibi girdi. —Sıkıyönetim başladı ağbi, dedi. Köprüleri de açmışlar, karşıya geçilmiyor.
Sayfa 500Kitabı okudu
Ne biçim işçi kızı Günsel?… Sunturlu bir sövsem şunun yanında ne yapar? Kızarır, tersler belki de. Babasının ağzı pis bir adam olduğundan söz etti bir kez. Sevmiyor babasını, acıyor. Hiç o babanın kızı değil. Belki de değildir. Hangimizin kesin ki babamızın çocuğu olduğumuz?… Ölçüyü kaçıran bir kibarlığı var Günsel’in de. Yapmacık belki… Ne yapmacığı be!… Yapmacık durur mu o kızın üstünde? Niye durmaz? Hangimizin yapmacık, özenti yanımız yok? Olmadan olur mu? İyisine, güzeline özenmek yapmacık da olsa kötü mü? Ne demiş eskiler? “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi olmaya başlarsın.” Orada da diyaletik. İyiye, güzele özentinin, yapmacık da olsa kişiliğimize vurduğu olumlu bir damga yok mu? Yapmacıkla başlar, siner kalır içimizde. Yapmacıksa kalmaz, akar gider üstünden. Yapmacık ona derler.
Sayfa 462Kitabı okudu
Reklam
—Bunca yıllık İstanbulluyuz, Ne gördüm, ne duydum böylesini. Garip bir hava. — Fransızlar büyük Sahra’da atom denemesi yaptılar, şubattaydı sanırım. Onun döküntüleri belki de… Öyle geldi bana. Baba yavasça dikeldi: —Büyük Sahradaki Fransız denemesinde Afrika ülkeleri tepkiler gösterdi, dedi, biliyorsunuz.Dünya ayağa kalkıyor radyoaktiviteye karşı. Her ülkede sert tepkiler geliyor aydınlardan, sürekli uyarıyorlar yığınları. Durdu, bakışları, sesi daha da acılaştı, ışıltılı, yorgun gözlerimi ağır ağır dolaştırdı odada. Herkesi, bakıp gördüğü her şeyi suçluyor gibiydi: —Tek satır çıktı mı bizde?… Bırakın yazar, edebiyatçı, sanatçı takımını. Teknik bir şey bu. Koca fen fakülteleri var, tıp fakülteleri, teknik üniversiteler… Doçenti, Profesörü, asistanı, hacısı, hocası, bunlar bilmiyorlar mı atomun ülkeye ne yapacağını? Hem de ülkece, milletçe topun ağzında olduğumuzu? Kökümüzün kuruyacağını? Yeryüzünden silinip atılacağımızı? Niye ses çıkarmazlar?Amerikalılar şimdi de Nike füzeleri yerleştiriyorlar ülkeye. Atom var ülkede. Atom yığını var. Şakası yok, ilk patırtıda yok olacağız. Hani nerde, vatan, millet, Sakarya?...
Sayfa 420Kitabı okudu
Beklemek gerek. Yıllarca cezaevlerinde yatıp umutla bekleyenler gibi. Bütün ülke kocaman bir cezaevi! Birisi etmişti bu sözü, kimdi? Nazım’ın hapisten çıkması sırasındaydı... Demek bizden başkaları için de cezaevi bu ülke... Kimler için? Kimin için değil ki? Çok küçük bir azınlığı çıkardın mı geri kalan herkes için cezaevi. Yalnız kimileri bilincinde, kimileri değil. Acı çektiğinin bile bilincinde değil kimileri!
Sayfa 361Kitabı okudu
— Ayrıntılar, bizim küçük burjuva dünyamızda önemli, dedi. Onlar için gerekli değil ki… —Bir an durdu, sonra Kenan’ı önlemek içinmiş gibi hemen başladı: —Baba’nın haklı olduğu yan bu galiba,  dedi. Biz çok önemsiyoruz kendimizi. Bir şeyler öğrendikçe büyütüyoruz kendimizi gözümüzde. Anayolu unutuyoruz, çürüyüp gidiyoruz ara sokaklarda. Ayrıntı bu işte…
Sayfa 124Kitabı okudu
...Sonra biraz çekinerek baktı Kenan’a. Kızardı sanki. Günah çıkarır gibi: — Kenancığım, dedi, ben tanımazmışım bu Rasim’i. Kaba saba görünüyor ya, altın gibi yüreği var. Bilmeden haksızlık ediyor insan bazı… Kenan gülümsedi. Gülmek, çok çok gülmek geliyordu içinden. Hay şu insanlar!... Çıkarlarımızdan, hem de günlük çıkarlarımızdan başka ölçü yok ki elimizde; vermemişler ki… Hele bir vermeye kalk; taşa gömsünler!…
Reklam
“Sadece okumaya yetiyorsa kitaptan iyi afyon yok”
Sayfa 7 - GendaşKitabı okudu
Parça parça etmişler insanları, ustalıkla düşman etmişler... Her geçen günle, her yeni çağla birlikte yeni düşmanlıklar, uydurma düşmanlıklar bulup koymuşlar eskilerinin üstüne.
Sayfa 296
Oyun şu: Sizi böyle Halk’tı, Demokrat’tı diye birbirinize sövdürüp deveyi hamuduyla yutuyorlar.
Sayfa 292
Bizim millet biraz avanaktır. Bekler bekler, ama birden açar gözünü. Hiç belli olmaz. Türk’ün aklı demişler ya...
Sayfa 212
Reklam
Allah belasını versin o muhalefetin, dedi. İktidardayken öyle pislettiler ki ülkeyi şimdi kendileri de geberip gidecek o pisliğin içinde...
Sayfa 210
İnsanlar belli bir birikim olmadan kimi şeyleri anlayamazlar. Bu da bir yasa.. Fakat kimi insanlar için birikim diye bir şey yok sanki... Her biriken şey bu kişileri biraz daha çürütüyor.
Sayfa 127
Hiçbirini tutmam, dedi Kenan, hiçbir partiden değilim. Sizden yanayım ben. Çalışan namuslu fakir fukaradan yanayım, işçilerden yanayım.
Sayfa 290
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.