Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed

Said Alpsoy

Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed Gönderileri

Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed kitaplarını, Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed sözleri ve alıntılarını, Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed yazarlarını, Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kalabalık bir grup içindedirler. Bir arkadaşı uzun bir zamandır merak ettiği bir soru sorar. Ey Allah'ın Elçisi! En çok kimi seviyorsunuz ? Cevapta hiçbir çekingenlik ve kompleks yoktur. Ayşe'yi. Aynı soru evliliklerinin başında Hz. Ayşe tarafından da sorulur. Beni nasıl seviyorsun ? Kördüğüm gibi. Hz. Ayşe aldığı cevaptan o kadar hoşnut olur ki ilerleyen yıllarda sık sık sorusunu yineler. Ey Allah'ın Elçisi! Kördüğüm ne alemde? İlk günkü gibi!
Sayfa 68
Bir insanı akıl yönünden eğitip de ahlak yönünden ihmal ediyorsanız toplumun başına bir bela hazırlıyorsunuz demektir.
Sayfa 26
Reklam
"İnsanlar arasında insanlardan bir insan olarak yaşamak".
Sayfa 8
Amerikalı araştırmacı yazar Michael Hart 1982 de yayınladığı ve İnsanlık târihinin en önemli yüz kişiliğini konu alan yapıtı "En Etkin Yüz" de birinci sırayı Hz.Muhammed e ayırır . Bu tespit, O nun peygamberliğini kabûl etmeyen birinin, buna rağmen, O nu dünyânın gelmiş geçmiş en etkin önderi olarak gördüğünün ifâdesidir. (
Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed
Bir İnsan Olarak Hz. Muhammed
)
Bu ikinci dönemde en içten bağlandığı eşi Hz. Ayşe olur. Onu da sever. Öyle ki Hz. Ayşe vefat edinceye kadar imzasını "Ebubekir kızı Ayşe. Allah'ın Sevgilisinin Sevgilisi" olarak atacaktır.
Karşısına onu öldürmek isteyen birini getirirler. Adam başına ne geleceğini bilmediğinden korkusundan titremektedir. Tebessüm eder, katilini yatıştırmaya çalışır: "Korkma" der. "Deneseydin bile beni öldürmeyi başaramazdın" Sonra emir verir, katil adayı serbest bırakılır.
Reklam
Hizmetçisi Enes anlatır... Bir adam Hz. Muhammed'in yanında oturuyordu. Bir ara adamın oğlu geldi. Adam çocuğu dizlerine oturtarak öpüp, sevmeye başladı. Biraz sonra da kızı geldi. Adam ise onu yanına oturtarak hiç ilgilenmedi. Allah'ın Elçisi'nin yüzü değişmişti, sert bir tonla sordu: Niçin ikisini bir tutmadın?
Namazda, secde sırasında sırtına çıkan torunu düşüp incinmesin diye secdeden kalkmaz, çocuk kendiliğinden ininceye kadar bekler, secde o kadar uzar ki, arkasında saf tutmuş arkadaşları daha sonra "Ey Allah'ın Elçisi" derler "size bir şey olduğunu veya vahiy geldiğini zannetmiştik.
Çok az kan dökülür ve Mekke teslim olur. Öğle sıcağı bastırmıştır. Arkadaşları sorarlar. - Ey Allah'ın Elçisi! Nerede dinlenmek istersiniz? Yüzünde acı bir tebessüm yayılır. Kendi evini, baba ocağını hatırlar. Fakat o ev yıllar önce sadece üzülsün ve duyunca kendisine işkence olsun diye kuzeni Akil tarafından yıkılıp, yerle bir edilmiştir. - "Akil", der "bize dinlenecek ev mi bıraktı?"
Yaşlı birinin develeri üzerindeki iki oğlunun arasında yaya olarak Kabe'ye gittiğini görür. Sebebini sorar. Öğrenir ki bu yaşlı adamın bir adağıdır. Fakat güçlükle yol alabilmektedir. Kendisine haber gönderir. Allah bu kişinin kendi canına azab etmesine muhtaç değildir. Söyleyin ona bir deveye binsin.
Reklam
Son günlerde kalbinin katılaştığından şikayet eden bir arkadaşına, bir yetimin başını okşamasını tavsiye eder.
Hz. Muhammed küçük ordusunu savaş düzeninde yerleştirmiş ve kendinden üç kat kalabalık düşman ordusunun harekete geçmesini beklemektedir. Bu sırada savaş düzenleri konusunda bir uzman sayılan arkadaşlarından Münzir oğlu Hubab yanına gelir ve sorar. - Ey Allah'ın Elçisi! Orduyu bu şekilde yerleştirmeni Allah'mı sana emretti? - Hayır, benim kendi önlemim - Öyleyse ey Allah'ın Elçisi! Ordu yanlış yerleştirilmiş... Ve askerlik bilimi açısından doğrusunu anlatır. Hz. Muhammed hiçbir tepki ve kapris eseri göstermeksizin arkadaşının sözüne uyar. Ordunun savaş düzeni değiştirilir. Birkaç saat sonra da İslam ilk zaferini kazanmıştır.
Mekke yeni fethedilmiştir. Mahzumoğulları kabilesinin reisinin kızı hırsızlık yapar. Hırsızın adı Fatma'dır. Cezalandırılması için Hz. Muhammed'e getirilir. Fakat günün siyasi dengeleri Mahzumoğullarıyla aranın bozulmamasını gerektirir. Durumun nezaketini değerlendiren bazı arkadaşları araya, Hz. Muhammed'in kıramayacağını düşündükleri birini koyarlar. Bu, Hz. Muhammed'in evlatlığı Zeyd'in oğlu, genç Üsame'dir. Yani bir bakıma manevi torunu. Üsame: - "Ey Allah'ın Elçisi! Bu kadını babasının hatırı için affetseniz" der. Fakat Hz. Muhammed'in hayatının en kızgın anlarından biriyle karşılaşır. Cevap şiddetlidir: - Bu istediğiniz şey sizden önceki toplulukların yok edilme sebebidir. Onların içinde de hatırlı ve güçlü biri bir suç işledi mi affedilir, halktan biri işledi mi cezalandırılırdı. Allah'a yemin ederim ki, bu suçu işleyen Mahzumoğullarının reisinin kızı Fatma değil de, Allah'ın Elçisinin kızı Fatma olsaydı aynı cezayı verirdim. Emir verir. Hırsızın cezası uygulanır.
Çarşıdan yiyeceğini kendi taşır, birisi "Ey Allah'ın Elçisi! İzin ver ben taşıyayım" dediğinde, "her mümin taşıyabiliyorsa kendi yükünü kendi taşısın" derdi.
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.