Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat Gönderileri
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat kitaplarını, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat sözleri ve alıntılarını, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat yazarlarını, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kader, yüreğe dıştan dokunmadan çok önce beyinde ve kanda içten içe ilerler her zaman. Kişinin kendini tanımaya başlaması aslında kendini savunmaya başlamasıdır ve bu, çoğu zaman beyhude bir savunmadır.
tüm acılar korkaktır, kendisinden daha güçlü olan yaşama isteği karşısında geri çekilir, çünkü bedenimizin her hücresinde yerleşmiş olan yaşama isteği, ruhumuzdaki ölüm tutkusundan çok daha güçlüdür.
“tüm acılar korkaktır, kendisinden daha güçlü olan yaşama isteği karşısında geri çekilir, çünkü bedenimizin her hücresinde yerleşmiş olan yaşama isteği, ruhumuzdaki ölüm tutkusundan çok daha güçlüdür.”
Stefan zweig’in tutkunun bir insana daha doğrusu bir kadına neler yaptırabileceğini anlatan ayrıca psikolojik tahlilleri yapabileceğimiz karakterlere yer vermesiyle psikanalize malzeme sağlayan bir öykü kitabıdır.
Psikoloji tadında olan bu öykümüz çok akıcı bir dile sahip olup öyküyü noktalamamızı sağlıyor.
Ayrıca bu öyküyü okurken Stendhal’ın Kırmızı ve Siyah adlı eserin tadını aldım . Aşk , Tutku , Merhamet ve antileri olan Ölüm , Sonsuzluk ve en önemlisi din ile mezhep temalı olan bu yasak ama gerçeğin merceğini yansıtıyor bizlere .
Okumak isteyenler olursa benden tam not aldı yani okusunlar .
İnsan ölümün yaklaştığını hissedebiliyor, ölümün gölgesi yolun üzerine kapkara düşüyor, işte o zaman her şeyin rengi soluklaşıyor ve insanın içindeki duyulara o kadar sert işlemiyor ve tehlikeli gücünden çok şey kaybediyor.
Tüm acılar korkaktır, kendisinden daha güçlü olan yaşama isteği karşısında geri çekilir, çünkü bedenimizin her hücresinde yerleşmiş olan yaşama isteği, ruhumuzdaki ölüm tutkusundan çok daha güçlüdür.
acı çeken, kıvranan insan bedenini tamamen yok edemiyor, çünkü böyle anlarda dahi insan üzerine yıldırım düşen bir ağaç gibi yere yığılmak yerine, damarlarındaki kan akmaya devam ediyor.