En Eski Bir Nefes İstanbul kitaplarını, en eski Bir Nefes İstanbul sözleri ve alıntılarını, en eski Bir Nefes İstanbul yazarlarını, en eski Bir Nefes İstanbul yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşlı genç Rum Ermeni bir hayali gerçek yapmak için çalışıyor. Buradaki Ermeni genç ben oluyorum. Yoksa Rum mu? İnsanın annesi Ermeni babası Rum olunca hangisi olduğu karışıyor. Vatanım Türkiye ailesi karışık ve kendisi sadece insan olduğuna diğerlerinin yaşamını anlamlandırmaya kimlik kazandırmak çalışan biri olduğuna inanan ben için başlık dahada ilginç geliyor tabi. Düşünsene bir kabilede doğuyorsun kabilende kadın değersiz bir varlık.
Kabilede seni sınırlayan değerler var senin tüm hayatını ona göre yaşamanı sağlayacak olan ritüeller kimlik inançları. Sen şusun sen busun.. Sen çok daha fazlasın. Milyarlarca insandan oluşan dünya, evrende bir nokta. Dışarısı çok büyük. Sen kendi yarattığım dünyada sana verilen gözlüklerle baktığın sürece kendi oyun alanında oynayıp gelinim 3- 5 kimlik tanımlamasıyla sınırlayansın. Bu yaklaşımımla töre cinayetlerini öyle açıklayabilirsin
Ne kadar sığ kaldığında görürsün.
... Giden benim. Gerçek hiçbir şey. Hiçbir şeyin gerçek sahibi değiliz, kendimizden başka galiba. Hatta kendimizin bile değiliz. Beden kayıp gidiyor sen tutamıyorsun. Çok mu karamsarım, çok mu içini karartıyorum? Tam tersini yapıyorum. Ben boyut değiştirirken, bir kez daha seni uykundan uyandırmaya çalışıyorum. Uyanmayacağını bile bile...
Pompalanan bu değil mi? Daha fazla, daha fazla... Ben özelim, ben güzelim, ben arzulanırım, arzuladığımı da alırım... Kozmetik, moda, "Sex and the City" ... Sonra? Boşluk, mutsuzluk, tükenmişlik ...
İnsanlar birbirlerinden korkuyordu. Yabancıydı herkes birbirine. Kimisi işini kaybetmekten, kimisi en güvendiğinde bile ihaneti yaşamaktan korkuyordu. Ne kadar kalabalık. Hem insanlar, hem de taşıdıkları maskeler... Kaybolmuş benlikler, amaçsız bedenler, çağdaş köleliğin can bulmuş izleri, düğümlenmiş yaşamlar ...
Dünya çok odalı bir ev. Kimse kimseden çok uzak değil. Ne kadar uzak olursa olsun, oradaki sefalet, oradaki felaket, oradaki çatışma er ya da geç yatağında rahat uyuyan mutlu azınlığı da öyle ya da böyle vuruyor.