Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Taşralının Öyküsü

Anton Çehov

En Yeni Bir Taşralının Öyküsü Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Bir Taşralının Öyküsü sözleri ve alıntılarını, en yeni Bir Taşralının Öyküsü kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gittim. Babam masasında oturmuş plân çiziyordu. Yangın kulesi gibi kalın kuleleri olan, gotik, pencereli bir yazlık ev plânıydı bu; son derece de katı ve zevksiz bir görünüşü vardı. Odada plânı görecek şekilde durmuştum. Bura­ ya niçin geldiğimi bilmiyordum. Babamın za­ yıf yüzünü, kırmızı boynunu, duvara düşen göl­ gesini görünce birden boynuna atılmak, Aksin- ya’nın öğrettiği gibi, ayaklarına kapanmak gel­ di içimden. Ama gotik pencereli, kaim kuleli yazlık ev beni bu niyetimden caydırdı. — iyi akşamlar, dedim.
Sayfa 148Kitabı okudu
Kardeşim sosyete kadınları gibi rahat, serbest davranmak için yapmacık tavırlar ta­ kmıyor, bu da ona hiç gitmiyordu. Sadeliğin­ den, sevimliliğinden eser kalmamıştı. Bana doğ­ru yürüyerek : — Gelirken babama provaya gideceğimi bildirdim, o da bana bağırarak babalık hakkı­ nı bağışlamıyacağım söyledi, dedi. Nerdeyse dövecekti.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
Ne yoksulluğu! Sıkıntı içinde oldukla­ rı doğru, ama sıkıntıdan sıkıntıya fark var, hanımefendiciğim. Adam hapishaneye düşse, Allah kimsenin başına vermesin ama, gözü kör, bacakları kötürüm olsa, ona bir diyeceğim yok. Peki bu adamlann ne kusurları var? El­ leri, kollan bağlı değil; güçleri, kuvvetleri, akıllan yerinde; vücutlannda bir eksiklik yok!.. Size bir şey
Sayfa 112Kitabı okudu
Güneşli, ılık günlerden sonra gene yağ­ murlu, çamurlu günler başladı; mayısın sonu­ na kadar havalar kapalı ve soğuktu. Değir­ men dolabmın gürültüsü, yağmurun tekdüzen şakırtısı insana tembellik, uyuşukluk veriyor­du.
Sizi anlıyor, destekliyorum. Aklı ba­ şında bir işçi olmak, devlet miirekebi yala­ maktan, kokartlı şapka giymekten bin kere akıllıca ve şereflidir. Ben şu ellerimle Belçika’­ da çalıştım, iki yıl makinistlik yaptım...
Noel’in ilk günü Mariya Viktorovna ile birlikte yemek yedik, ondan sonra da yortu süresince hemen hemen her gün ziyaretine git­ tim. Ona yalnız doktorla biz gidip geliyorduk, ikimizden başkı. şehirde hiçbir arkadaşının ol­ madığı doğruydu. Konuşmayla geçiriyorduk zamanımızın çoğunu; doktor bazan gelirken yanma bir kitap ya da dergi alıyor, bunları bize okuyordu. Doğrusunu söylemek gerekir­ se doktor, hayatımda ilk rastladığım kültürlü insandı.
Reklam
Kendi yağ ve boyalarımızla dam boyamak çok kârlı bir iş olduğundan, Turp gibi birinci sınıf ustalar bile bu can sıkıcı kaba işi küçük görmeyi düşün­ müyorlardı. Kısa pantolununu giyip, morlaş­ mış çöp gibi bacaklarıyle çatıların üzerinde yürürken tıpkı leyleğe benziyordu. Fırçasını salladıkça derinden derine soluyarak : — Çekeceğimiz var biz günahkârların! de­ diğini işitirdim arada bir.
Eve döndüğüm zaman babam, gözleri ka­palı, koltuğunda gömülmüş oturuyordu. Traşlı yerlerinde boza çalan zayıf, kuru yüzünden, (yüzü yaşlı bir katolik orgcusuna benzerdi) huzur ve uysallık okunuyordu. Selâmıma kar­ şılık vermeksizin, gözlerini büe açmadan : — Çok sevdiğim annen yaşasaydı senin sürdüğün bu hayat onun için büyük bir üzüntü kaynağı olurdu, dedi. îşte, onun erken ölümün­ de bile Tann’nın yüce takdirini görüyorum...
Hiçbir şeyin iz bırakmadan geçmiyeceğine, attığımız her adımın o günkü yaşantımız ve geleceğimiz için önem taşıdığına inanıyorum.
İnsana sevgi gerek, hepimiz sevmeliyiz, öyle değil mi? Sevgisiz hayat da olmazdı. Sevgiden korkup kaçanlar hür değildir.
Sayfa 146Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.