Birinci Dünya Savaşı, Avrupa devletlerinin ekonomik ve siyasal üstünlüklerinin tüm dünyada doruğuna erişmiş olduğu bir sırada çıktı. Avrupa devletleri, o yıllarda o zamana kadar görülmemiş bir zenginlik içinde yaşadıkları gibi; dünya topraklarının yarısı ve dünya halklarının üçte biri onların kurduğu sömürge imparatorluklarının kulları durumundaydılar. Dünyadaki dış yatırımların büyük çoğunluğunu yapan, dünya ticaretini ellerinde tutan onlardı. Ekonomik güçleri sayesinde her biri büyük ordular kurmuş, savaş teknolojisindeki gelişmeler sonucunda ordularını karada ve denizde öldürücü silahlarla donatmışlardı. Avrupa'nın o yıllarda erişmiş olduğu gelişme düzeyine, silahların kazandığı korkunç yok etme gücüne bakarak, 1914 dünyasında, bir genel savaş çıkması olasılığını yok denecek kadar az bulanlar bile vardı. Bunlar, çıkacak bir savaşın yenen-yenileni olmayacağına, savaşın Avrupa'daki ekonomik ve siyasal düzeni yerle bir etmekten, Avrupa'nın dünya üstünlüğüne son vermekten başka bir şeye yaramayacağına dikkat çekmeye çalışıyorlardı.
