En Beğenilen Birine Bir Şey Yapmaktan Korkuyorum Gönderileri
En Beğenilen Birine Bir Şey Yapmaktan Korkuyorum kitaplarını, en beğenilen Birine Bir Şey Yapmaktan Korkuyorum sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Birine Bir Şey Yapmaktan Korkuyorum yazarlarını, en beğenilen Birine Bir Şey Yapmaktan Korkuyorum yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sohbetini özlersiniz bazı delilerin. Kahkahayla ve sevgiyle ışıldayan gözlerini, sakınmasız küfürlerini, dolu dolu öfkelerini, yalınlıklarını, statü/mevki iplemeden dosdoğru gidişlerini ve en çok da gözlerinin üzerindeki belli belirsiz buğuya mıhlanmış hüzünlerini. Tımarhaneler insan müzeleridir. Yüzler, yüzler, yüzler. Ve deliler. Deliler hiçbir zaman akılsız değildir. Ve deliler her zaman deli de değildirler. Ve hele bazı deliler icap ettiğinde yani akıllarının başlarında olduğu dönemlerde deliliklerini taklit de edebilirler. Deliliklerini kullanabilirler diyorum. Ne sandınız? Delileri yabana atıyorsunuz. E atın! Onlar orada dururlar mı bakalım?
Yalçın kız kaçırmış. Kızın rızası yok. Yalçın yakalanmış. Dayak yemiş bir araba. Bipolar olduğu anlaşılmış. Tımarhanenin adli psikiyatri servisine gönderilmiş.
Bipolar olduğu nasıl mı anlaşılmış? Güzel soru. Faydalı soru. Sizi tebrik ediyorum. Yalçın köylü çocuğu. Bu durum da ailesi de köylü oluyor. Yalçın'ın ailesi çocukları polisten dayak yemekteyken araya girip: "Oğlumuz bipolar. Bakın, hareketlerinize dikkat edin. Yoksa fena olur" diyebilecek bir aile değil. Bu ülke bu sözcükleri polis karşısında cümle içinde kullanabilecek şehirli bir aileyi de pek yaşatmadı şu ana kadar üzerinde. Yalçın'ı döven polislerden biri, "Dünyanın dayağını attık. Hâlâ gülüyor. Deli lan bu heralde!" demiş olmalı dayakdaşına. Yalçın'ın tımarhane yolculuğu bu cümleden sonra başlamış tahminim.
12 Eylül bir devrin bittiği yerdir. Bir ülkenin ABD'nin gösterdiği yolda itaatle yürüyen mali oligarşinin ve onun emir, komutasındaki askeri bürokrasinin 'kendi gençliğine karşı" yürüttüğü çok boyutlu bir soykırımdır.