Kendini birden karakışta bulabilirsin, unutma.
Dikkatli ol, tanımadıklarına hemen inanma,
Dilleri dost, içleri düşman olabilir, unutma.
Gizli sırlarını koru, herkese anlatma,
Sonra başına çok işler açar, unutma..
Akşam gözlerim kapanınca,
Tüm sıcaklığınla yanımdasın.
Sabah olunca, seni arıyor gözlerim,
Yoksun, çok uzaklardasın!
Tıpkı Atilla İlhan'ın dediği gibisin:
"Ben sana mecburum, sen yoksun!"
Dünyada en güzel mutluluk,
Sevmek, sevilmek.
Yunus Emre'nin dediği gibi,
Kendini bilmek.
Dünyada en güzel mutluluk,
Kardeşliğin türküsünde kaynaşmak.
Bilimin öncülüğünde korkusuz,
İnsanca yaşamak..
Çocuklar,
Ekmek ve kalem bekliyordu gecekondularda.
İlaç ve umut bekliyordu nicesinin hastası.
Bu böyle gidemezdi, bir sosyal adalet vardı,
Kırılacaktı ağalığın ve beyliğin ağır kapısı..
Selâm, uzak dağ başlarında parıldayan ışık,
Selâm, yoksulluktan varlığa açılan pencereler,
Selâm, kurtuluş ve barış çağlarının muştusu,
Selâm, halkımın düşünde yatan mutlu bahar..
Demek böyle bitecek günlerimiz,
Kötü bir düş sonrası gibi ürkek,
Demek böyle gireceğiz evlerimize,
Yaşayan bir ölü gibi büzülerek.
Demek böyle bitecek bu ömürler,
Sonuçsuz bir ekmek kavgasında.
Bir bekleyiş, bir yıkılış, bir umut,
Varla yok arasında!..