Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bit Pazarı Gönderileri

Bit Pazarı kitaplarını, Bit Pazarı sözleri ve alıntılarını, Bit Pazarı yazarlarını, Bit Pazarı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
112 syf.
6/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Bit Pazarı --- Ahmet Köklügiller
Haziran 2015 basımı IQ Kültür Sanat Yayınları firmasından basılmış Ahmet Köklügiller'in yazdığı 112 sayfalık bir şiir kitabı 'Bit Pazarı'.. Doksana yakın çeşitli konularda yazdığı şiirleri mevcut kitabında. Vatan, millet, bayrak ve emniyet güçlerimizi metheden kahramanlık şiirleri ağırlık basıyor dizelerinde. 3 Ağustos 2013'te kaybettiği çok sevdiği eşine armağan etmiş çıkardığı bu eseri. Çeşitli geçmiş yıllarda çıkan dergilerde yayınlanan şiirlerinin hepsini tarih ve dergi isimleri olarak kayıt altına alınmış kendisi tarafından. Liseye giderken Edebiyat Öğretmenlerinin ve okul müdürünün desteğini, emeklerini çok görmüş Ahmet Köklügiller. Kendi deyimiyle; "Şair olamadım ama hep şair ruhlu kaldım." diyerek şiir sevdasından kopamamış bir türlü. Şiirin esrarengiz kapısının yüreğinde araladığı güzelliğini görmemek mümkün değil okurken..
Bit Pazarı
Bit PazarıAhmet Köklügiller · IQ Kültür Sanat Yayıncılık · 20151 okunma
• SON •
Kendini birden karakışta bulabilirsin, unutma. Dikkatli ol, tanımadıklarına hemen inanma, Dilleri dost, içleri düşman olabilir, unutma. Gizli sırlarını koru, herkese anlatma, Sonra başına çok işler açar, unutma..
Sayfa 95 - IQ Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Akşam gözlerim kapanınca, Tüm sıcaklığınla yanımdasın. Sabah olunca, seni arıyor gözlerim, Yoksun, çok uzaklardasın! Tıpkı Atilla İlhan'ın dediği gibisin: "Ben sana mecburum, sen yoksun!"
Dünyada en güzel mutluluk, Sevmek, sevilmek. Yunus Emre'nin dediği gibi, Kendini bilmek. Dünyada en güzel mutluluk, Kardeşliğin türküsünde kaynaşmak. Bilimin öncülüğünde korkusuz, İnsanca yaşamak..
Böyle bir düzende öğretmen olmanın, Ozan olup bağımsızlığa şiir düzmenin, Petrol konuşup, halk sevmenin, Bir suç olduğunu söylemekten, Yaşadığım çağ adına utanıyorum!..
Selâm, uzak dağ başlarında parıldayan ışık, Selâm, yoksulluktan varlığa açılan pencereler, Selâm, kurtuluş ve barış çağlarının muştusu, Selâm, halkımın düşünde yatan mutlu bahar..
Reklam
Çocuklar, Ekmek ve kalem bekliyordu gecekondularda. İlaç ve umut bekliyordu nicesinin hastası. Bu böyle gidemezdi, bir sosyal adalet vardı, Kırılacaktı ağalığın ve beyliğin ağır kapısı..
Demek böyle bitecek günlerimiz, Kötü bir düş sonrası gibi ürkek, Demek böyle gireceğiz evlerimize, Yaşayan bir ölü gibi büzülerek. Demek böyle bitecek bu ömürler, Sonuçsuz bir ekmek kavgasında. Bir bekleyiş, bir yıkılış, bir umut, Varla yok arasında!..
Tanrım nedir bu değişmeyen? Zehirli bir bıçak gibi saplanmış, Bir ince sızıdır ki, Boğazımızda düğümlenip kalmış!..
Ölüme benzer bir sessizlikle, Geceyle beraber geceden de korkunç, Yalnızlığın bir bıçak gibi parladığı an, Geceyle beraber bir şey geliyor İnsanı kıskıvrak yakalayan..
Reklam
Dünya bana, Ben sana teğet. Anlaşıldı, bu doğrular Kesişmeyecek..
Şu gecenin ıssızlığı..
Bir şey var Şu gecenin ıssızlığında, Baharın yeşilinde, Göğün mavisinde aynı sonuç. Bir senfoni çalınır, Hoyrat bir rüzgâr eser, Buruk akışında zamanın, Her gün daha korkunç!..
Erken başladı ağrılı öyküm, Acıyı tatlıyı çok erken tattım. Suçu kimsede bulamadım, Herkes gibi, "kader"e çattım..