Elleri sırtımı okşamaya devam ediyor,beni kendine çekiyordu. Yüzü hâlâ boynuma gömülü hâlde fısıldadı. "Seni seviyorum Elena. Seni o kadar çok seviyorum ki."
İnsanlar neden işlerinden,eşlerinden,çocuklarından ve geniş ailelerinden şikâyet ediyordu ki? Bunca şeye sahip oldukları için ne kadar şanslı olduklarının farkında değiller miydi?
Kitap bittiğine göre koşa koşa dizisini izlemeye gidebilirim. Harika bir kitaptı. Kurtadamlar ve kurtkadın. Muhteşem ötesi bir kitap. Clay adında genç bir kurtadamımız var ve genç bir güzel olan Elena'ya aşık olur. Onu ailesi(diğer kurtadamlar) ile tanıştırmak ister ama onun fani olması kurtadamlar tarafından hoş karşılanmaz. Clay'da Elena'dan ayrılamaz. Tek çare onu dönüştürmek ve bunu da yapar. Clay her şey iyi olacak derken Elena onu terk eder. Çünkü hayallerini çalmıştır. Başta Clay'a çok gıcık olsamda kitabın sonunda ona bayıldım. Bir de Nick var tabi. Keske onun gibi bir kankam olsa. Komik, her şakayı kaldırabilen ve her ne olursa olsun seninle ölüme bile gelen... Her yönüyle kitaba bayıldım ve uzun süre etkisinden çıkamayacağım gibi. Fantastik severler ve özellikle kurtadam meraklıları bence çooook sevecek. En azından ben öyle düşünüyorum..:)
Ölen insanların geri geleceğine, ölümün yalnızca geçici bir şey olacağına inandırmak istedim kendimi. Ama artık büyümüştüm. Ölüm ölümdü işte. Gömülen gömülmüştü. Giden gitmişti.