Böğürtlen Zamanı 2 sözleri ve alıntılarını, Böğürtlen Zamanı 2 kitap alıntılarını, Böğürtlen Zamanı 2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
geldim ya nasıl geldim
bir elimde tarih atlası
bir elimde güneş humması
soğutulmaya zorlanmış bir çöl kızgınlığından
bir kum fırtınasının soylu kumcuklarından geldim
yorgundum susamıştım dilim kuruydu ama
gördüğüm serap mıydı gerçek miydi
bilirim ben
çölün tam ortasında sonsuz bir ışıltıydı
yedi bin rengi yansıtan renksiz bir kuyuydu
duruydu aydınlıktı yaz gökleri gibiydi suyu
uzanıp avuçlasam benimdi
öyle yakın öyle kolay öyle dokunsam.
Bu dağlarda küçük bir çiçek bile görsem, bilirdim özgürlük için yürüyenler geçmiştir yanından; ya birkaç damla kanı akmıştır oraya ya teri dökülmüş ya da otururken, çiçeğin filizlendiği toprağa elleriyle şöyle bir dokunmuşlardır. Bazen şekilli bir ağaç parçası, renkli bir çakıl taşı bulur, onu günlerce cebimde saklardım. Bazen unutmamayım diye tütün tabakasında saklardım taşı. Herhangi bir mezarın yanından geçerken, o taşı usulca toprağa bırakırdım.
Yolun düşerse kıyıya bir gün
ve maviliklerini denizin seyre dalarsan
dalgalara göğüs germiş olanları hatırla
selamla yüreğin sevgi dolu çünkü onlar
fırtınayla çarpıştılar eşit olmayan bu savaşta
derinliklerinde enginin yitip gitmeden
sana liman gösterdiler uzaktan
(Baranje)
Öyle sessizlikler vardır ki öfke patlamalarından daha şiddetlidir. İnsana daha ağır, daha sarsıcı gelir. Çünkü sessizlik sürekli içe doğru patlar ve insanı önce yüreğinden vurur.
Yalnızlık anlarında, ruhumda bir yerde muazzam bir devinim başlar. Belli belirsiz esercesine uyuyan bir fırtınanın ağır, bulutsu devinimi gibi... Dokunsan bir okyanus gibi dalgalanmaya başlayacak...
Hatta devrim böyle bir şeydi. Sen karanlığın içindeyken o sana bir yıldız gönderiyordu ve sen o yıldıza umutlarını yükleyerek onu sonsuzluğa salıyordun.