En Eski Böl ve Yut! Sözleri ve Alıntıları
En Eski Böl ve Yut! sözleri ve alıntılarını, en eski Böl ve Yut! kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Batı, "Ortadoğu" terimini, geçen yüzyilda Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalarken üretti...
Osmanlı devletinden koparilan Filistin, Ürdün ve Irak, Ingiliz mandasına alınmıştı. Büyük Britanya Sömürgeler Bakanlığı işte o zaman İstanbul Boğazından Hindistan'a kadar olan bölgeye "Ortadogu" denilmesini kararlaştırdı
Remzi KitabeviKitabı okudu
Henüz denetleyemedikleri bir deniz kalmıştı: Karadeniz.
Tüm çabalarına rağmen Bati, Karadeniz'e yerleşememişti. Önlerinde Montrö ve Batıya yakasini kaptırmamış, Karadeniz'de kıyısı olan ülkeler vardi.
Bir çare buldular ve 4,5 milyon nüfuslu Gürcistan'ın turuncu lideri Saakaşvili'yi kullandılar.75 bin nüfuslu Osetya'yı işgale yeltenen Gürcistan, karşısında 140 milyon nüfusu olan Rusya'yi bulacakti.Bunun ardından Bati, mağdur olan Osetlere "uluslararasi" yardım için kollari sıvayacaktı. Yardimi ne hikmetse Amerikan donanmasının son sistem silahlarla donatılmış donanması taşıyacak ve "mecburen" Karadeniz'e gireceklerdi. Osetlere yardım amacıyla gelen donanma, Gürcistan'in Batum Limanında bekleyecekti.
Remzi KitabeviKitabı okudu
Kerkük bir petrol deniziydi. Hesaplara göre sadece Kerkük petrolü, Amerika'nın 40 yıllık petrol ihtiyacını karşılayabilirdi!
"Şark sorunu" bu yüzden yaratılmıştı. Ortadoğu bir asırdır, bu yüzden hedef tahtasıydı. İçerde birbiriyle mücadele eden gruplar yaratılacak, birbirlerine karşı kullanılacak, sonra yeni haritalar ortaya çıkacaktı.
Remzi KitabeviKitabı okudu
"Bölgede ilk öldürülenler, nüfus ve tapu memurlarıydı, işgalin ardından önce Kerkük nüfus müdürü öldürüldü. Ölüm sebebi kayıtlarda yok. Ardından Musul nüfus müdürü öldürüldü. Neden?
Çünkü Kerkük'te ve Musul'da demografik değişim yapılacaktı.
Bunlar dünyanın gözü önünde oldu..."
Remzi KitabeviKitabı okudu
Mazlumdan zalime dönüşenler tarihte sık görülür. Barzani aşireti, bölgedeki onlarca aşiretten biriydi. Yıllarca Batı'dan aldığı destekle büyüyüp,gelişti.Bölgedeki tüm Türkmen aşiretlerini zorbalıkla sindirip dağıttı.Şimdi 1991'de atılan tohumların meyvesini yiyor.
Remzi KitabeviKitabı okudu
Bu coğrafyada Türkler istenmiyor. Bu toprakların asıl sahipleri birilerini korkutuyor. O yüzden Türksüz Irak düşleyenler, tıpkı
Türksüz Kosova, Türksüz Yunanistan,Türksüz Makedonya düşleyenlerle aynı paralelde. Çünkü Batı'nin hedefi bu yönde...
Remzi KitabeviKitabı okudu
İlham Bayatlı vedalaşırken gözlerime baktı. "Dinimiz aynı ama şimdi bizi dilimizle yargılıyorlar!" dedi.
Onu kucaklarken kulağıma, "Yapılacak iş bir olmaktır, Türkmen milleti bir olmalı!" dedi.
Ahmet Bayatlıyla vedalaşırken o da son sözünü söyledi:
"Bizde bir Osmanlı milletiyiz, kalmışız buralarda.Bizi yok etmek isterler ama edemeyecekler! Biz 16 imparatorluk kurmuşuz.6 devlet kurmuşuz.Işte ondandır korkulari!"
Remzi KitabeviKitabı okudu
Erbil, eski bir Türkmen kenti. Bir zamanlar, egitimli insanları, zengin tüccarlanyla ünlüymüş. Hangi etnik kökten olursa olsun herkes Türkçe konuşurmuş. Türkçe konuşabilmek medeniyet göstergesiymiş.
Erbil,bin yıllık kadim kent,önce Saddam'ın gõç politikasiyla, ardından 'güvenli bölge" uygulamasıyla Türkmen özelliğini kaybetmekle kalmamış...Türkmen olmak, hoş görülmemeye başlanmış.
Remzi KitabeviKitabı okudu
Plana göre, işgalci güç, kaos ve karmaşayı yaratıp geri çekilirdi... Ortadoğu'nun yerleşik aşiret düzeni içinde bin yıldır bir arada yaşayanlar birbirlerini gırtlaklar, sonra öle öle kendi adaletlerine ulaşirlardi. Sağ kalan ve karmaşadan zaferle çikan taraf, Amerika'yla masaya otururdu... Adalet yerini bulurdu.
Bu senaryolarda en önemli aktör petroldü. Petrol,Kerkük'teydi.Amerikan basınında Kerkük'ün özerk bir bölge haline getirileceği seslendiriliyordu. Paranın ve üslerin merkezi Erbil olacakti. Şimdi bir dönüşüm için, Amerika'nın Demokrasi Enstitüleri
kabullenmeyi ve Kürtleşmeyi, toplumun katmanlarma yayacakti... Bir ülke dağılırken Pandora'nın kutusundan daha çok canavar çikacakti...
20.yüzyıl başında Ürdün diye bir ülke yoktu. Bu ülke 100 yıl önceki Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde kuruldu. Sınırları İngiliz cetveliyle çizildi. Ve Şeria Nehrinin doğusunda dertlere gark oldu. Bugün Ürdün'de yaşayan 5 milyon nüfusun yarisi Filistinli. Ortadogu'nun kaderi belki de Ürdün'le belirlendi...
Remzi KitabeviKitabı okudu
Kırk yıl önce büyük Batılı güçler Ürdün'ü, yeni Filistin olarak düşünmüşlerdi. Israil rahat etsin diye Filistinlilerin, yavaçça göçe zorlanmasi bu plan dahilindeydi. Plana göre, Bati yakasındaki Filistinliler Ürdün'e sürülecek, Ürdün, bu büyük göç karşılığı
uluslararasi sermayeden pay alacak ve son aşamada, Filistin halkının tümü Ürdün'e taşınacaktı.
Remzi KitabeviKitabı okudu
Ürdün, Batıyla yakın ilişkisini kraliyetin eş seçimiyle de perçinliyordu.
Kraliyet ailesinin evlilikleri Ortadogu'da değişen rüzgârların simgesiydi. Kral Hüseyin, 1978'de dördüncü evliliğini bir Amerikalıyla yapti. Lisa Hallaby, Kraliçe Nur adıyla tahta oturacakti.
Remzi KitabeviKitabı okudu
Uzun yıllar İngiliz işgalinde yaşadi Mısır. 1922'de bağımsızlığını kazandi ama İngilizlerin gizli yönetimi aslında 1952'de
Abdülnasir'la son bulacakti.
Nasir, Mustafa Kemal Atatürk'ü kendine örnek aldı.Ülkenin doğal kaynaklarına sahip çıktı, Süveyş Kanalını devletleştirdi.
Bloksuz ülkelere katıldı.
Remzi KitabeviKitabı okudu
Kurmay albay Cemal Abdülnasir, 23 Temmuz 1952 gecesi bir darbeyle başa geçmişti.Nasir, 2500 yıllık Mısır tarihinde, iktidara gelen ilk yerli, Mısırlı başkandi.
Mustafa Kemal Atatürk hayranı bu genç subay, iktidara gelir gelmez hedefini şöyle açıklamıştı:
"Ulusal bağımsızlık, feodal düzene son, tekellere ve kapitalizme karşı mücadele, sosyal devlet, ulusal savunma ve kalıcı bir demokrasi!"
Remzi KitabeviKitabı okudu
Nasır, Mısır halki için çalışmıştı ,Bati'ya hiçbir
sadakat duymuyordu. Savaştan sonra tüm altyapı kurumlarını millileştirdi. Yabancı yatırımı tasfiye etti. Devlet yatırımlarını genişletti.lleri bir vergi sistemi kurdu, işçi haklarini yasallaştirdi, parasiz egitimi, en ücra köye kadar götürdü. Parasiz sağlık hizmetini yaygınlaştırdı. Bunları yaparken Türk devrim tarihini âdeta kopyalamıştı.
Remzi KitabeviKitabı okudu
Doğu Akdeniz'in en dip ucu Lübnan, hiç huzur yüzü görmedi...
Büyüklüğü İzmir kadar bir ülke. 4 milyon nüfusu var. Nüfusunun bir milyona yakını Filistin mültecisi. Yani nüfusun beşte biri topraklarından kovulmuş Filistinli.
Kuzeyi ve doğusu Suriye, güneyi İsrail. Batısı Akdeniz. Coğrafya, Ortadoğu! Lübnan'da huzur olur mu?!
Remzi KitabeviKitabı okudu