Yoksulluk, açlık ve savaş gibi konuların haberleştirilmesi, gerçeklik ile gerçekliğin anlatımı arasındaki ilişki, iyi bir gazetecide bulunması gereken nitelikler gibi can alıcı konuların tartışmaya açıldığı kitap, yalnızca gazeteciler ve gazeteci adayları için değil, her dakika, dört bir yandan haberle kuşatılmış genel okur için de, tanınmış gazetecinin eşine az rastlanır deneyimlerinden yararlanma fırsatı sunuyor.
Tarihi siyasi çalkantılarla dolu olan ve gazetecilik yapmanın her daim zor olduğu Türkiye gibi bir ülkeyi yakından ilgilendiriyor.
Ayrıca özellikle Afrika’yı tek bir bütün olarak görme eğiliminde olan ve kıtadaki farklı ülkelerin siyasi meseleleri hakkında çoğunlukla fikri olmayan Türkiyeli okurlar daha fazla bilgi edinme olanağı buluyor.
Kitabın içinde John Berger’ın Kapuściński için söyledikleri:
· “Ryszard Kapuściński sıradışı bir gezgin ve öyle sanıyorum ki dünyayı hepimizden daha iyi tanıyor. Biz de yazıları aracılığıyla yolculukları ve gözlemlerinde ona eşlik etme fırsatı yakalıyoruz.”
· “Ryszard Kapuściński bir dış haberler muhabiri, bir gazeteci ve aynı zamanda bir gezgindir. Kurmaca yazarları arasında yer almasa da, çağımızın büyük ve az rastlanır anlatıcılarından biridir. Birikiminin ve iyi kalpliliğinin yanında, büyük de bir anlatıcıdır, zira bizzat kendisi olay yerine gider ve diğer insanların başından geçenleri birebir aktarır.”