şimdi, bir belirsizlik, bize kalan. Kaynağını, nedenini kavrayamadığımız bir gerilim. boşluğun sardığı, kucakladığı korkuluklar gibi, gözlerimizin yayılan, bütün gözçukurumuzu kaplayan akında sessizce boğuluyoruz. ve boşuboşuna konuşuyoruz, sesimiz bir anlam yankısı bırakabilirmişçesine. çok önce, her şey başlamadan, hiçbir şey başlamamışken yitirdiğimiz bir kimlik, şimdı bizi sığınmağa çalıştığımız kovukta dürtükleyen. artık kalıcı, süresiz değiliz, bu kapandığımız yerde. olsa olsa, salgın öncesi gözeleri. enez, korumasız.