Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Budala Gönderileri

Budala kitaplarını, Budala sözleri ve alıntılarını, Budala yazarlarını, Budala yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugün kan verdim ve o sırada, yapış yapış bir bağırsak gibi kıvrılmış içi kan dolu bir boruyla boğazlandığım tuhaf bir fanteziye kapıldım. Gerçekten korkunçtu. Kimbilir kanın nereye gidiyor. Benim kanım bir başkasının beyninin içinde olacak. Benim düşüncelerimi besleyen kan başkasınınkini besleyecek. Ne garip bir penetrasyon.
Tren istasyonunda insanlar kahve içiyor ve gazetelerini okuyorlardı. Yaşamın, insanların çalıştığı, uyanık kaldığı ve bir şeyler başarmaya çalıştığı -kahvenin olayı buydu zaten- gerçek yaşamın devam ettiğini görmek iyi hissettirdi.
Reklam
Pastemak'ın bu ruh haliyle ilgili bir şiiri vardı: "Uyuma, uyuma, sanatçı." Rusçada kulağa daha iyi geliyordu, çünkü sanatçının karşılığı olan kelimenin üç hecesi vardı ve uzun hece iki kısa hecenin ortasında yer alıyordu, "kadavra" ya da "açgözlü" gibi. Metroya inerken uyuma, uyuma çekirge diye düşündüm.
Ne Türkçede, ne de başka bir dilde sadece doğrudan gözlemlere dayanan olgusal ifadeler kullanarak hayatı sürdürmenin yolu vardı. Sadece insan olduğun için, sadece başka insanlarla ilişki içerisinde var olduğun için -miş kullanmaya mecbur bırakılmıştın.
İki çeşit aşk olabileceğini düşünüyorum bazen. Belirli insanlar arasında doğal bir şekilde var olan nadir bir tür olabilir. Bir de daha alelade diğer tür, inşa edilmiş olan.
Skinner insanların hayvanlara yakınlığını abartmış, ardından hayvanları küçümsemişti. Adam, kuş şakımasını anlamamıştı. Bunun üstünde durduk, çünkü dil evrensel bir insan içgüdüsüydü. Hiçbir insan dilbilgisi konusunda başarısız değildi; ne küçük çocuklar ne de siyah insanlar böyleydi. Kitaplar bunu söylüyordu: Küçük çocukların ya da siyah insanların dilbilgisinden anlamadıklarını düşünebilirdiniz, ancak onların telaffuzlarını analiz ettiğinizde, aslında bilgisayarda bile programlanamayan çok karmaşık dilbilgisi kurallarını takip ettiklerini görüyordunuz.
Reklam
Bazı insanlar diğerlerinden daha karmaşıktır işte. Sence de öyle değil mi?
Estetik ve etiğin birbirinin karşıtı olduğu hiç aklıma gelmemişti. Hatta etiğin estetik olduğunu düşünüyordum. "Etik" altın kural demekti ki bu da estetik bir kuraldı. Bu yüzden "altın" deniyordu , altın oran gibi.
Bizim sanata açılan kapı olduğunu düşündüğümüz ama aslında sanatın kamudan saklanmasının aracı olan müzeler.
"Eserler," diye yumurtladı Gary, nöbet geçiren biri gibi. "Çerçeveler. Ne gördüğümüzü kim seçiyor?"
162 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.