"Ben, hükümdarlığımın başlamasından bu güne dek bir sürü tapınak inşa ettirdim; bir sürü yazıt tercüme ettirttim ve bir tür manastır yaşamını sürekli olarak destekledim. Peki, tüm bunların karşılığında ne gibi erdemler kazandım?"
"Hiçbir erdem kazanmadınız."
"Peki neden?"
"Bu yaptığınız tüm eylemler düşük düzeyli eylemler..
Faziletli bir eylem direkt olarak kalpten gelendir ve bu
eylem dünyevi kazanımlarla zerrece ilgilenmez."
"O zaman senin kutsal öğretin neyle ilgili?"
"Engin bir boşluk duygusuyla ilgili... içinde kutsal diyebileceğim hiçbir öğe yok!"
"O zaman sen kimsin?"
"Ben, nereden bileyim."
Dış kabukla uğraşan ve içle uğraşmayı aklına bile getirmeyenlerin elinde , gerçek değerinden sapan dinler , maalesef artık insanları uyandırmaya değil , uyutmaya alet olmaktadır .
Söylentilerle , geleneklerle veya efsanelerle yetinmeyin Herkesin bel bağladığı yazıtlarda okuduklarınızı ezbere bilmekten ya da bunların üstünde kafa yormadan , bire bir olarak uygulamaktan da kesinlikle medet ummayın.
O , cesaretli , çelik gibi sağlam , esnek zihinli ve bunların hepsinden daha önemli olarak çok ileri derecelere varan bir iç disiplini kendi içinde geliştirmeyi başarabilmiş yüce biriydi.