Bugün yüzünde başka bir güzellik,
Dudağında bir başka tat var,
Servi boyunda başka bir yücelik
Kırmızı gülünde bir başka renk var
İbrahim Abdülkadir Meriçboyu (A. Kadir)
Alemin bal şerbetinden bana ne?
İşte önümde benim ayran tasım.
Ne malım mülküm var, ne azığım.
Ben gene de senin azığın olsun diye çalışırım,
senin başını sokacak bir yerin olsun diye,
senin bir dikili ağacın.
Ama hürriyeti kulluğa taş çatlasa satmam!
Hırsı bırak, kendini boş yere harcama.
Şu toprak altında çırak da bir, usta da.
Hiç naz etme, a güzel,
bu mezarda ne Şirinler var, ne Şirinler,
Ferhat gibi yok olup gittiler.
Direği yelden yapı, a güzel,
dayansa dayansa, ne kadar dayanır.
Ne zaman bu addan sandan geçeceğiz, ne zaman?
Can meclisinin halkasına ne zaman hep birden girip oturacağız?
Dudağımıza bir tek kadeh dokundurmadan
ne zaman içeceğiz büyük dostumuzun huzurunda can şarabını,
ne zaman içeceğiz, ne zaman?
Ey gönül,
o şeker gibi gönülden bir parçacık yüz bulursan
şükret haline.
Bütün âlem denizin bir damlasında erimiş gitmiş ama
bir sinek o şekerden sanki ne kadar yer?
Nerde bir topluluk görürsen, tellâl,
hiç durma, bağır:
Kaçan bir kul gördünüz mü ey insanlar, de,
tertemiz kokan bir kul gördünüz mü,
ay parçası bir yüzü var,
baştanbaşa fitne.