Bulgaristan'ın Osmanlı Devleti'nden ayrılıp bağımsızlığını kazanması ile birlikte, Bulgaristan'da kalan Türk azınlığı "göç olgusu" ile karşı karşıya kalmıştır. Bulgaristan'dan Türkiye'ye yapılan bu göçler dönem dönem kesintiye uğrasa da XX. yüzyıl boyunca devam etmiştir. Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov'un iktidarda olduğu 30 yıl boyunca ise gerek Türk azınlığına asimilasyon gerekse de tehcir, adeta Bulgaristan'ın resmi devlet politikası haline gelmiştir. Todor Jivkov yönetimi "tek bir Bulgar ulusu yaratma" hedefine öylesine odaklanmıştır ki, bu süreçte uluslararası kamuoyunun veridği tüm tepkileri görmezden gelmiştir.
1989 yılının Haziran ayından Türkiye'nin Bulgaristan'a vize uygulamaya başladığı 22 Ağustos 1989 tarihine kadar Bulgaristan'dan gelen göçmen sayısı 310 bini bulmuştur. 1989 yılının sonlarına gelindiğinde ise uluslararası arenada önemli değişiklikler yaşanmış, Soğuk Savaş sona ermiş, Bulgaristan'ın da dahil olduğu Doğu Bloku parçalanmıştır. Bu dönüşüm, Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov'un istifasını da beraberinde getirmiştir. Todor Jivkov'un istifası ile Bulgaristan Türkleri için yeni bir dönem başlamış ve Türkiye'de umduklarını bulamayan göçmenlerin tersine göçü hız kazanmıştır.
