“Sanayi Devrimi, sekterlerin zihinlerinde parladığı ölçüde aşırı ve köklü bir devrimin sadece başlangıcıydı, fakat onun ortaya çıkardığı sorunlar ancak sınırsız miktarda maddi meta üreterek çözülebilirdi.’’
Sorun çok az kazanması değildi, hatta çok fazla çalışması da değildi. Bunların ikisi de fazlasıyla doğruydu, ama asıl sorun artık insanca bir yaşam biçimini yitiren varoluş koşullarıydı.
Sefalet, politik iktisat ve toplumun keşfi, iç içe geçmişlerdi. Sefalet, yoksulluğun bollukla el ele yürümesi gibi anlaşılmaz bir gerçeğe dikkat çekiyordu. Ama bu sanayi toplumunun insanın karşısına çıkaracağı çelişkilerin yalnızca ilkiydi.
Büyük bir ihtimalle haritada Tayland'ın yerini gösteremeyecek iki Söke'li pamuk üreticisinin, son Uzak Asya krizinin yol açtığı ekonomik zorlukları göğüsleyemeyerek öldükleri bir dünyada yaşıyoruz...