Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Düşünce Tarihine Bakış

Büyük Muztaribler 1

Salih Mirzabeyoğlu

Büyük Muztaribler 1 Gönderileri

Büyük Muztaribler 1 kitaplarını, Büyük Muztaribler 1 sözleri ve alıntılarını, Büyük Muztaribler 1 yazarlarını, Büyük Muztaribler 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah'a şükür
Büyük Muztaribler 1
Büyük Muztaribler 1
seti tekrar baskıya çıkmış... Nadir kitapa muhtaç kalmadık Allaha şükür
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
DÜŞÜNCE TARİHİNE BAKIŞ
Şehid Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'nun İBDA yayınlarından çıkan 41. sıradaki eseri... Eser "Düşünce Tarihine Bakış" altbaşlığıyla yayınlanmış. Elimdeki ilk baskısı Mart 1998 tarihli. Eser bir Takdim 4 Levha ve 61 ara başlıktan müteşekkil ve 415 sahife. 1.Levha Mozaik, 2.Levha Üç Büyük, 3. Levha Batıya bakış, 4.Levha İlm-i kelâm, Hikemiyat, Felsefe... Dünya düşünce tarihinde Batıdan Doğudan fikir ve Mütefekkirler incelenmiş, tahlil ve tetkik edilmiş, âdeta okuyucuya bir fikir ziyafeti verilmiş. Takdimden bir tadımlık: - "Mütefekkirin mektebi, hekimin eczâhânesi gibidir; oraya zevk duymak için değil, kurtaran ızdırabı çekmek için gidilir. Birinin çıkık bir omuzu, ötekinin başında bir yarası mevcuttur; zevk onları iyi edebilir mi? Bu eser malûm soydan kronolojik bir düşünce tarihi değil, ilim ve sanat cephelerini de düşüncede toplayan ve bir tez etrafında -ki bakış- el atışlardan ibarettir... Dikkat; vurgulama bakışta ve el atışın nasıl ve niçininde!.." Keyifli ve hayırlı okumalar...
Vakur Tscheisever
Vakur Tscheisever
Büyük Muztaribler 1
Büyük Muztaribler 1Salih Mirzabeyoğlu · İbda Yayınları · 202418 okunma
Reklam
İLİM ve FELSEFE...
- " (...) Sistem hâlinde birbirini iptal ede ede gelen ve bu süreç içinde kendinden ibaret bir takım parça bölük hakikatler bırakan ilim ve felsefe, bu niteliğiyle zaten "ardı hâlinde" olarak, bundan böyle Batı'yı Batı yapan ardındaki değerleri de kendine istinat noktası yapamayacağını gösterirken, bütün bunların topluca ifâdesi maledici bünyenin-bünye hayatiyetinin kalmamış olmasıdır..."
Sayfa 228 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
HAKİKATTE KUL, HAKK'I NASIL EDER İMTİHAN?..
- " (...) Felsefeye dair "her şeyi yerinde bilmek-hikmet" anlamının mahiyeti ile, mutlak teslimiyetten sonra "hikmetleri yerli yerine koymak" ın mahiyeti ve mânâsı başka. Ve gayesi kendi kendinden ibaret "hikmet için hikmet" tarzı ile "imân" çabasını gösterir makbûl mü makbûl hikmet muhibliği arasındaki fark, müntehasında hakikate nasıl baktıklarında da görünür ki, Üstadım'ın bir "Noktalama"sı: "Rab tecelli edince hakikat bile nihân Hakikatte kul, Hakk'ı nasıl eder imtihan?"
Sayfa 226 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
HİKMET MUHİPLİĞİ...
- " (...) İnsanın, sadece dış âlem değil, kendi iç hâllerini nesneleştirirken de, yâni ister "ruh" veya "akıl" a dair olsun, hakikati mutlak ifâde etmeyeceğine göre, - hikmetin sabit olanını bilmek demek olmadığına göre, felsefe tabiri ile kastedilen, sabit ve muhkem din ölçülerine uymaz-, onların, (nesnelerin) kâh şurada kâh burada, kâh şu yerde kâh bu yerde birbirini çele çele vasıflanışları boyunca felsefe; felsefe "hikmet muhipliği" ya..."
Sayfa 225 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
NEFSİMİZİN BİR HAKİKATİ VAR!
- " (...) Ufuk, o, Üstadım; "sen artık benim kanıma girmişsin" diyen... Ve ufka düşen aşk ve fikir sahibini, bir "yevmiye" mevzu ile hizaya sokan ve ölçüye getiren de o: " Nefsimizin bir hakikati var!" Bir şeyin aynı, aynı olduğu şeyden başkadır!..."
Sayfa 23 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her Şey Zıddıyla Kaim...
- " (...) Zaman, bir varlık-bir yokluk temposunda, süresiz ve arasız dönüşte tecelli eder; bu öyle bir hızdır ki, yokluk varlığın-varlık yokluğun aynıdır. Hem varlık ve hem de yokluk, bütün zıtlıkların künhü olarak toplandığı iki kutbu temsil ederken, "her şeyin zıddıyla kaim olması" ölçüsü ile, yaratılmış vasfıyla vardır. "Yok" yoktur; yokta bir mahlûk olarak vardır... Ve, Halk Âlemi'nin her ân "var" ve her ân "yok" oluşu içinde zaman tecelli etmektedir... Bu "yok olur, sonra var olur" sözündeki "sonra" nın bir müddeti gerektirdiği sanılmasın. Buradaki "sonra" ifâde tertibine riayet içindir; çünkü eşyanın yok olması zamanı, onun varolması zamanının aynıdır..."
Sayfa 21 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
UCUZCULUK ZİHNİYETİ...
- " (...) Tecritlerin en soylusundan fışkırıp, teşhislerin en soylusunda billûrlaşan bir ruh ve bu ruhun en derin mücerretle en katı müşahhası evlendirdiği zemin üzerinde, bütün eşya ve hâdiseleriyle dünya... Keyfiyetçiliğimizde her şey, cemiyet ve insan için olduğu kadar, kendisi, kendi sâf cevheri içindir; ve bu iki aidiyet kutbundan hiçbiri, karşılığının zararına inkişâf etmez... Keyfiyetçiliğimizin birinci derecede düşman tanıdığı görüş ve usûl, ucuzculuk zihniyetidir!" Düşün, taşın, ara, bul, buluştur, tanıştır, yakıştır!..
Sayfa 112 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
NÂMÜTENAHİ TECRİD...
- " (...) Nabzında, maddî manevî her verimin ana cevherine nüfûz etmek kaygısı çarpan keyfiyetçilik, her şeyin saf, halis, gerçek ve daimi cephesini arar; ve sâflık, halislik hakikîlik ve daimilik çizgilerinin kurduğu dört köşe çerçevededir ki, keyfiyetin tecelli planını bulur. Keyfiyetçiliğin baş usûlü, her şeyde ana cevhere nüfûz etmek gayesi bakımından, nâmütenahî bir tecrittir..."
Sayfa 112 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
LÂİK MAYMUNLARIN HİSSESİ...
- " (...) "ilim" eşittir "imân"; "Mutlak Mâlûm"a yakîn getirmenin dışındaki ilim ve işler vasıtalık ettiği gayeye göre değerlenir. Gaye Allah ve Resûlü davası olunca paha biçilmez değerde ve bizzat imânın gereği de olsa, kendi kendinden ibaret mücerret bir kıymet ederi hiçtir, hiçliktir... Bu bahis vesilesiyle, İslâm dünyasının bugünkü perişan hâline bakıp da -ki Müslüman geçinenlerin bu durumdan mes'ûl olmaları ayrı dava-; bu durumda İslâm'ı mes'ûl tutmaya kalkan lâik maymunlar hisselerine düşen payı alsınlar..."
Sayfa 124 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
KÜL YIĞINI...
- " (...) (1) sayısının bütün sayıları kendi katlanışı olarak gösterirken hiçbir sayının o olmayışı gibi, "malûm-ruh" un ilimde (veride) tesiri vardır, ilmin malûmda tesiri yoktur. Bu yüzdendir ki, "malûm-ben bilgisi-bâtın" hakkında, felsefe vesair zahir ilimleri marifet vermez ve bunlar kendi kendinden ibaret hakikatleriyle, semirmeyi tekâmül sanırlar; bütün felsefe sistemleri ve sair zahir ilimleri bir küll hâlinde birbirini tekzip ede ede giden niteliği yanlış veya parça hakikatleriyle, neticede "malûm ilmi" önünde bir kül yığınıdır..."
Sayfa 124 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
DÜNYAYI HECELEMEK...
- " (...) İçimize bakarak dışımızı ayarlamak bir yol olduğu gibi, dışımıza bakarak içimizi düzeltmek de daima iç hakikatte birleşen ayrı bir iştir. Bunun için, bir türlü göremediğimiz, bir türlü bize gösterilmeyen bugünkü dünyayı, en mahrem fikir ve ruh kökleriyle hecelemek zorundayız..."
Sayfa 106 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
"TEZ" İSLÂM'DIR...
- " (...) "Tez" olmadan "antitez" olamayacağı hikmeti ile antitezin yerini ve değerini tayin eden de tez... Bir takım ahmaklıklara -bilhassa kronolojik tarih itibarıyla- kalkışılmaması için de hatırlatalım: "Tez" İslâm'dır ve Adem Peygamber'den başlar. İlk dil ilk insanla vardı ve ilk insan, ilk Peygamberdi... İslâm dışı bütün düşünceler bulundukları dönemin hak dini olan İslam'ın antitezi olarak türemiş ve tarihi süreç içinde yerlerini almışlardır..."
Sayfa 195 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
KAÂL değil HÂL...
- " (...) "Bir şey söylemek için her şeyi söyleme, eşya ve hâdiselerin her ân yeniliği içinde her şey söylenemeyeceği için de Mutlak Fikre nisbetle söyleme" hakikati dairesinde biri "İslâm kalbin yoludur" ölçüsünü "kaâl-söz" değil "hâl" hâlinde ve "varlığın varlıkla anlaşılması" hikmetini yaşarken , diğerleri "kaâl" veya "hâl" olarak eşyaya dönük ve mihraksız bir tümevarım zaafiyeti içinde... Biri "Mutlak Varlık" ile var veya "Mutlak Varlık"ta fani; öbürü mahiyeti yokluk olan eşya ile var veya "hiçlik" anlamında yokluğa bürünmeye çalışıyor. Bunun yolu ile onun yolu, umumî insan kadrosu için geçerli bedahetler bir yana, aynı kelime klişeleriyle aynı şeyden bahsetmemek şekilde birbirine ak ile kara kadar aykırı...
Sayfa 195 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
312 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.