Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Büyük Osmanlı Tarihi (6 Cilt Takım)

İsmail Hakkı Uzunçarşılı

Büyük Osmanlı Tarihi (6 Cilt Takım) Sözleri ve Alıntıları

Büyük Osmanlı Tarihi (6 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, Büyük Osmanlı Tarihi (6 Cilt Takım) kitap alıntılarını, Büyük Osmanlı Tarihi (6 Cilt Takım) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
I. Ahmed'in de genç yaşında ölümü saltanat için yetişkin evlâd bırakmasına mani olmuş ve o tarihe kadar gelen teamülün hilâfına olarak yirmi altı yaşında bulunup dimağen hasta olan biraderi I. Mustafa hükümdar ilân edilmişti.
Sayfa 127Kitabı okudu
IV.Mehmet
Padişah genç olup henüz kırk dört veya kırk beş yaşlarında bulunuyorsa da ifrat derecede av merakı sebebiyle Edirne taraflarından ve İstranca ormanlarından ayrılmıyor, ordularının başında bulunmuyordu.
Sayfa 482Kitabı okudu
Reklam
Sultan Murad kayıkla gelip Sultan Bayezid köşkünde vezir-i âzam ile ilk görüşmede Sokullu'nun elini öpmek istemiş, fakat Sokullu, pâdişahın ayağına kapanarak eteğini öpmüştür.
"Biz sizden bir krallık yer alarak kolunuzu kestik; siz ise donanmamızı mağlup etmekle sakalımızı tıraş etmiş oldunuz; kesilmiş kol yerine gelmez, lâkin tıraş edilmiş sakal daha gür olarak çıkar."
Biz bülbül-i muhrik-dem-i şekvây-ı fırakız Âteş kesilür geçse sabâ gülşenimizden
"Sultan Mustafa'yı en kuvvetlisi istesin, Bayezid Han'ı ana ve babası talep etsin, Selim fakire de mevlâsı rağbet etsin."
Reklam
''Şevketlû hünkârım, bunlar mübarek lisan-ı şerîfinizden vergilerini işitmeyince müteselli olmazlar, inayet eyleyin, fitne defolsun'' deyince pâdişah: ''İçlerinde Türkçe bilir var ise gelsin söyleyelim'' demiş fakat korkudan hiç kimse gelmeyince Sultan Selim: ''Cümle bahşiş ve terakkîler verilsin, makbulümdür'' deyince kapılar açılıp, hükümdar ikindi ezanında saraya girebilmiştir.
Sokullu Mehmet Paşa
"Bu devlet ol devlettir ki murad edinirse cümle donanmanın lengerlerini gümüşten, iplerini ipekten, yelkenlerini atlastan etmekte suûbet çekmez..."
Sultan Genç Osman'ın şehadeti
II.Osman Yedikule'ye nakledilmekteki maksadı anlayınca: "Ihtiyar babacıklarım, ocağınıza geldim; beni Yedikule'ye götürmeyin, Sultan Mustafa mekânında mahbus olayım; padişahımız mübarek olsun" dediği ve kendisinin hayatına dokunulmayacağına dair söz verildiği halde yeni hükümdarın validesi ile Davud Paşa'nın entrikaları ve paraları karşısında yeniçeriler sabık hükümdarın hayatiyle alâkadar olmamışlardı. Yedikule'ye götürülen Osman ile beraber Veziriazam Davud Paşa ve kethüdası Ömer Ağa, cebecibaşı bir kaç maiyyeti ile orada kaldılar. Cebecibaşı kemend atıp boğmak istedi ise de Osman güçlü kuvvetli olduğundan bunlarla epi uğraştı, içlerinden birisi Osman'ın omuzuna balta ile vurarak yere düşürdü ve nihayet subaşı kethüdası, husyelerini sıkmak suretiyle kendisini şehit ettiler. Cebecibaşı, ölümüne nişane olmak üzere kulağını kesip yeni pâdişahın validesine götürdü.
Sayfa 141Kitabı okudu
Cilt 1
XV. yüzyılın ilk yarisi içinde (II. Murad Zamaninda) Rumeli'yi gezerek Türklerle diğer Balkan hıristiyanlarının içtimaî vaziyetleri hakkında bir mukayese yapmış olan ve Türklerin her hususta Balkanlılardan üstün olduklarını gösteren Bertrandon de la Broquière şunları söylüyor: Büyük bir refah içinde bulunan Türk köylüleri, hıristiyan köylülerin çoğunun aksine olarak hiçbir zaman yalın ayak gezmezler, dizlerine kadar çıkan sarı çizme giyerler; Türkler erken kalkar ve işlerine erken giderler; sükûnet ve büyük bir gayretle iş görürler; Rumlar, Sırplar ve Bulgarların aksine olarak Türkler, evlerinin kendilerine mahsus olan kısmında ehlî hayvan bulundurmazlar; hiçbir Türk temizce yıkanmadan evinden çıkmaz; bir hayvanın yediği yemeği bir Türk yemez; bir tavuk kes- mek istediği takdirde bile onu bir müddet temiz yiyecekle besler; merhamet sahibi olan Türk, harpte mecburiyet altında insan öldürür; tabiaten sükûtî olmasına ve çalışmakla sertleşmiş bulunmasına rağmen şiir kabiliyeti yüksek, ilme meyil ve istidadı çoktur..."
Sayfa 185
Reklam
Sultan Genç Osman'ın Davut Paşa'ya sitemi
"Behey zâlim ben sana neyledim; iki defa mucib-i katl cürmünü afvedip öldürmedim, mansıb verdim, bana gadrin nedir?"
Sayfa 141Kitabı okudu
III. Murad tetebbua ve eğlenceye meraklı ve kadına düşkün olup zamanını bunlarla geçirirdi. Kendisinin Muradî mahlasiyle Türkçe, Arapça ve Farsça divanları olduğu gibi merakı olan tasavvuf vadisinde de 1593'de yazdığı "Fütuhat-ı sıyam" isminde mühim bir eseri ile Şemseddin Sivasî tarafından şerhedilen "Esrarname" adında diğer bir eseri vardı.
Sayfa 114Kitabı okudu