Sarı dişliyle uzun adamın arasından geçiverdi babam. Herkesten uzundu. Herkesten güzeldi. Mahalledeki tek bıyıksız adamdı. “Ne oluyor,” diye abime sordu dosdoğru.
Abim, “Avlandık,” dedi. “Biz tuttuk kuşları. Bunlar bizim kuşlarımız.”
Babam kum eleğine baktı. Kuşlara.
“İyi ya öyleyse,” dedi. Eğildi. Elini uzatıp kuşlardan birini yakaladı, boynunu kırıverdi, sonra da öbürünü, öbürünü.