Uzun zamandır çocuk kitabı okumamıştım. Evet, itiraf ediyorum. Ben bu tarz cadılı kurgusu olan çocuk kitaplarına ba-yı-lı-yo-rum! Dün gece başladım ve bitmesi uzun sürmedi. Meğer ağdalı dili olmayan bir kitap okumaya ihtiyacım varmış.
Mira çok tatlı bir karakterdi. 9 yaşında olmasına rağmen okurken daha büyük hissettirdi. Konusuna gelecek olursak; Mira'yı bir lavabonun borusunda bulan Bayan Heks onu evlat edinir. Ancak Bayan Heks son derece suratsız ve kötü kalpli bir kadındır. (Ben yemedim bunu ama kitap öyle diyor) Her neyse, Mira bir gün kulübede kendi kendine oynarken bir peri belirir ve ona bir cadı olduğunu, kendisiyle birlikte lavabo şehrine gelip Cadı Savaşları'na katılması gerektiğini söyler.
Bayan Heks'e pek de meraklı olmayan Mira da bu teklife balıklama atlar. Ancak işin içinde başka işler vardır. Mira, lavaboşehire indiğinde aslında Cadı Savaşları'na katılması için yapımcıya (Cadı Savaşları bir TV programı) onu biririnin önerdiğini öğrenir. Mira eğer bu savaşı kaybederse doğruca lavaboşehrin öteki ucuna yani Bayan Heks'in yanına dönecektir.
Konusu bu şekilde. Ben bütün karakterlere ayrı ayrı bayıldım. Peggy her ne kadar saf gibi gösterilmeye çalışılan bir karakter olsa da aslında son derece zeki biriydi. Fran (Mira'nın perisi) çok egolu ancak bir o kadar tatlıydı. Fluffanora ise hepsinden yufka yürekli, Cadılar Savaşı'yla zerre alakadar olmayan çılgın bir karakterdi.
Bakalım bu üçlü ikinci kitapta nelerle uğraşacaklar?
Ben beğendim. Eğer çocuk kitaplarını okumaktan zevk alıyorsanız bir şans verin derim.
