Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hak Dostlarından Hikmetler

Cafer-i Sadık (R.A.)

Osman Nuri Topbaş

Cafer-i Sadık (R.A.) Gönderileri

Cafer-i Sadık (R.A.) kitaplarını, Cafer-i Sadık (R.A.) sözleri ve alıntılarını, Cafer-i Sadık (R.A.) yazarlarını, Cafer-i Sadık (R.A.) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Her Cuma gecesi insanoğlunun amelleri Allâh’a arz olunur. Fakat akrabâsıyla alâkasını kesen kimsenin amelleri kabul edilmez.” (Ahmed, II, 484)
“Veren el, alan elden üstündür.” (Müslim, Zekât, 97)
Reklam
“Allâh’ı unutan ve bu yüzden Allâh’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fâsıkların ta kendileridir.” (el-Haşr, 19)
Keşif, kerâmet, zuhûrat ve ilham gibi tecellîlere haddinden fazla ehemmiyet vermek, kişiyi aslî gâyesinden, yani Hakk’a vuslattan mahrum bırakır. Asıl gâyesini unutan; menziline varamaz. Bu tıpkı, rızka takılıp Rezzâk’ı unutmak gibi bir gaflettir. Yoldaki geçici konakları, esas vatan zannetme hamâkatidir.
Ebû’l-Hasan Harakànî Hazretleri: “Nasıl ki namaz, oruç farzdır, îfâsı mecburîdir, aynı şekilde gönülden kibri, hasedi, hırsı (ve benzeri nefsânî arzuları) bertaraf etmek de zarûrîdir.” buyurmuştur.
Mânevî tekâmül yolculuğu demek olan seyr u sülûkte gâye; bâzı fevkalâde hâllere ulaşmak değil, “kalb-i selîm”e, yani Allâh’ın râzı olacağı bir gönül kıvamına ermektir. Yoksa Hint fakirleri de, birtakım perhiz ve disiplinlerle bâzı rûhî kuvvetleri elde edebilmektedirler.
Reklam
Âmin.
Cenâb-ı Hak, kalplerimizi rızâsıyla te’lif eylesin. Râzı olduğu hâl ve amellere cümlemizi muvaffak kılsın. Lûtf u keremiyle âkıbetimizi hayreylesin. Âmîn!..
Şunu da hiçbir zaman unutmayalım ki, kendimizde bulunduğunu düşündüğümüz güzel vasıfların çok daha üstünü, hiç tahmin etmediğimiz kimselerde bulunabilir. Bu sebeple Allâh’ın kullarını istihfâf etmek, yani küçük görmek; aslında kendimizi küçülten, çirkin bir davranıştır. Dolayısıyla bir mü’minin, Allâh’ın yarattığı bir insanı, hattâ hayvanâtı bile küçümseyip incitmekten titizlikle sakınması gerekir.
Mühim olan; herhangi bir günaha sürüklendiğinde, affedici bir Rabbinin olduğunu unutmamak, O’nun rahmetinden ümit kesmeden, günahının affı ve hatâsının telâfîsi için ciddî ve samimî bir gayrete girebilmektir.
Üfff son cümlenin vuruculuğu...
Câfer-i Sâdık Hazretleri buyurur: “Öncesi korku, sonu özür olan günah, kulu Hakk’a yaklaştırır. Öncesi güven, sonu kibir olan ibadet de, kulu Hak Teâlâ’dan uzaklaştırır. Kendini beğenmiş olan itaatkâr, aslında âsîdir. Özür dileyen âsî de hakîkatte itaatkârdır.”
228 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.