Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağa Tanıklığım

Malik Bin Nebi

Çağa Tanıklığım Sözleri ve Alıntıları

Çağa Tanıklığım sözleri ve alıntılarını, Çağa Tanıklığım kitap alıntılarını, Çağa Tanıklığım en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçek Keskindir, Kör Değil(!)
" (...) Konuşmanın ardından, çiçeklerle bezenmiş masadan kalktık. Salondaki gençler etrafıma yığılmış, teşekkür edip soru yöneltiyorlardı. Salonda onlarla aramızda bir an vardı. Kalplerin esaretten kurtulup, birleşme anı. O ara kalabalığı yayarak bir adam geldi ve şöyle dedi: — Beyefendi. Bilirsiniz ki Fransız duygusaldır, ince zevklidir ve gerçeği sever. Fakat genel zevki bozmayacak şekilde ifade edilen gerçeği... "
Sayfa 419 - Ekin Yayınları
" Bugün kendi kendime soruyorum: Acaba aynı nesilden yetiştiğimiz ve halkı, görev yapmaya çağıran Cezayirli liderler veya aydınlar, Cezayir halkını tam anlamıyla tanıyorlar mıydı? Onun duygularını suskunluklarını tartabiliyorlar mıydı? (...) çok azı sorumluluk duygusu taşımış, halkının yaşadığı trajediye ortak olmuştur. Onlarla birlikte kara somun yemiş, tenekeden yapılmış evlerde yaşamıştır. "
Sayfa 151 - Ekin Yayınları
Reklam
Sömürü Sistemi...
(...) Avrupalılar özellikle de liselileri düşüncelerimin odağını oluşturuyorlardı. Pazar günleri hocalarının nezaretinde gezerlerdi, üstlerinde koyu yeşile çalan parlak giysileriyle. Onları görünce hayal kurmaya başlardım. Her biri bir doktor, avukat ya da profesör olacaktı. Benimse ne olacağım baştan belliydi: En fazla bir avukat yardımcısı. "
Sayfa 51 - Ekin Yayınları
" Haritanın kişilik oluşturmada kendine has bir özelliği vardı. Matematik aklı nicelik konusunda uyarıyordu; harita ise nitelik konusunda. "
Sayfa 425 - Ekin Yayınları
" Allah kendinden başka hiçbir sebebin olmadığı, tüm sebeplerin yegâne sebebidir. "
Sayfa 335 - Ekin Yayınları
" (…) Hızlı taşıtlar bütün dünya üzerinde etkili olmuşlardı; bunlar sayesinde ilişkiler çoğalıyor fakat yüzeysel kalıyordu. “
Sayfa 185 - Ekin Yayınları
Reklam
Eser ki başlı başına bir Zaman...
" Yeni bir dönem başlamıştı. Uçaklar Tebisse'nin üzerinden de uçuyorlardı artık. Uçağı gören kadınlar, önlerindeki işleri bırakıyor onu izliyorlardı. Çocuklar ise var güçleriyle bağırıyorlardı: Uçak! Uçak! Uçak!!! "
Sayfa 104 - Ekin Yayınları
" Bir gün dahi çiçeklerin saçıldığı bir yolda yürümemiştim. Aksine yazgımın benim için çizdiği yolumda, dikenlerden başkası yoktu. "
Sayfa 375 - Ekin Yayınları
Hakikatli bir Tespit..
" (...) Ancak gerek o liderler, gerekse sorumluluk duygusu taşıyan aydınlar, yabancı kavramlarla oluşturulmuş bir kuruntu yaşıyorlardı. Bazıları Voltaire'in varisi olduğunu, bazıları da Troçki 'nin varisi olduklarını söylüyorlardı. Onlara göre bu kuruntu: Cezayir ve Cezayir halkıydı. "
Sayfa 151 - Ekin Yayınları
" (....) Küçük vahşi balığın ümitsizlik ve burukluğunu duydum içimde. Her ne kadar, siyaset havuzlarına sakin balıkları yakalamak için atılmış olan ağın bazı yerlerini cüretli saldırılarıyla yırtıyorsa da ümitsiz bir çabaydı bu. Derisi üzerindeki yüzgeçleri koparmak istemiyorlardı. Solungaçlarını da parçalamıyorlardı. Aksine yiyenlerin ağzında yumuşakça çiğnenebilmesi için yoruyor, hırpalıyorlardı onu. "
Sayfa 396 - Ekin Yayınları
Reklam
" Sabah güneşi her tarafı kaplıyordu. Canım biraz dolaşmak istedi. Sömürgecinin ayaklarının değmediği toprakları gezmek istiyordum. Bu topraklara henüz saban da girmemişti... “
Sayfa 177 - Ekin Yayınları
Elindeki imkanların azlığı ve kıtlığı Malik bin Nebi'nin hiçbir zaman cesaretini kırmıyordu. Çünkü o biliyordu ki -- vasıta ve imkanları meydana getiren fikirdir yoksa vasıta ve imkanlar fikirleri doğurmazlar.
" (...) Eskiden rızklarını, giysilerini kendi kendilerine yetecek şekilde temin edebilen Tebisseli aileler artık buna güç yetiremez hale düşmüşlerdi. Eskiden sahiplerini doyuran toprak şimdi kuraktı. Geçmiş yıllarda evlerin önünden geçerken iştahlarımızı kabartan kek kokuları yerini kuru ekmek kokularına bırakmıştı. Eski cübbeler yerlerini, savaş artıklarının tasfiye edildiği pazarlarda satılan bölük pörçük urbalara bırakmışlardı. Yurda dönen asker gençlerin çoğu ellerindeki son asker elbisesini giyiyorlardı. Askerlerin elbisesi dökülmeye başlayınca biz çocuklar onun asaletini yitirdiğini zannederdik. Zira iki üç yıl önce tatile geldiğinde onu nasıl şatafatlı elbiselerle gördüğümüz aklımıza gelirdi. Kısaca çöküş her yeri kaplamıştı. "
Sayfa 41 - Ekin Yayınları
Kısmen katıldığım bir düşünce...
" Kuşkusuz, devrin rüzgârı hep Paris'e sürüklüyordu onları. Orada bütün düşlerini yok ediyor ve yurduyla ilgili projelerini sekteye uğratıyordu, bu rüzgar. "
Sayfa 309 - Ekin Yayınları - Onlar: Genç Nesil..
" Fransız göçmenlerin topraklarını gördükçe aklıma şu soru geliyordu: Peki dedelerimin toprakları nerede? "
Sayfa 118 - Ekin Yayınları
56 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.