Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağdaş Şüphelerle Mücadele Rehberi

Ahmed es-Seyyid

Çağdaş Şüphelerle Mücadele Rehberi Gönderileri

Çağdaş Şüphelerle Mücadele Rehberi kitaplarını, Çağdaş Şüphelerle Mücadele Rehberi sözleri ve alıntılarını, Çağdaş Şüphelerle Mücadele Rehberi yazarlarını, Çağdaş Şüphelerle Mücadele Rehberi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
256 syf.
10/10 puan verdi
"(Ona şöyle buyurduk:) “Geniş zırhlar imal et, örgüsünü ölçülü yap.” Siz de (ey müminler) dünya ve âhirete faydalı işler yapın; şüphesiz ben yaptıklarınızı ­görmekteyim." (Sebe, 11) Şüpheler üzerimize doğru fırlatılan oklar gibidir. Hazırlıksız yakalanır, gâfil avlanırsak, her an "av" olmaya; nihayetinde devrilmeye açığız demektir. Geniş zırhlarımız (dinin sabitelerine olan güvenimiz, imanımızı kuvvetlendirmeye yönelik çalışmalarımız, temel şüphelere karşı delillerimiz, kimliğimizi koruma şuurumuz vs.) varsa dimdik ayakta kalabiliriz bi'iznillah. Zihnimizde hakkı batıldan ayıran bir mihenk taşı olmalı ve karşılaştığımız iddiaları bu doğrultuda bir eleştirel düşünce süzgecinden geçirmeliyiz. Dinimizi muhâfaza ve müdaafa etmek için zırhlara muhtacız. Çağımızda dinimize dair yöneltilen akıl çelici şüpheler had safhadadır. Kendimize geniş zırhlar yapmalıyız ki dinimizi ve neslimizi koruyabilelim. İmam Zehebî'nin de dediği gibi; "Kalpler zayıf; şüpheler ise kanca misali çekicidir."
Çağdaş Şüphelerle Mücadele Rehberi
Çağdaş Şüphelerle Mücadele RehberiAhmed es-Seyyid · Beka Yayınları · 202394 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın içeriği kadar yazarın kitapta takip ettiği sistemi beğendim diyebilirim.. başlıklar ve maddeler halinde anlaşılır bir üslupla kaleme alınmış olan bu eser çağımızın en önemli fesat odaklarına iyi bir darbe indiriyor.. İslam dini hakkında şüphesi olan veya şüphesi bulunan müslümanlarla muhatap olan herkese tavsiye ederim...
Çağdaş Şüphelerle Mücadele Rehberi
Çağdaş Şüphelerle Mücadele RehberiAhmed es-Seyyid · Beka Yayınları · 202394 okunma
Reklam
Aklen hayrete düşülenler ile aklen muhal olanların, yani aklın imkânsız zannettiği ile gerçekten imkânsız olanların arasını ayırabilmek önemlidir. Din, aklım sınırlarını aşan veya kulağa garip gelen bir şey söylemiş olabilir. Fakat aklen imkânsız veya ona aykırı bir şey söylemez. İbn Teymiyye (rahmetullahi aleyh), el-Cevâbü's-Sahih isimli eserinde şunları söyler: "İnsan aklının batıl ve imkânsız olduğunu bildiği şeyler ile aklın tasavvur edemediği ve anlamadığı şeyleri birbirinden ayırmak gerekir. Birincisi aklen muhal, ikincisi ise aklın hayrete düştüğü şeylerdir. Peygam- berlerin vermiş olduğu haberler ikinci kısma dâhildir.
Sayfa 228Kitabı okudu
İmam Şâtıbî (rahmetullahi aleyh) şöyle der: "Allah, insan aklına aşamayacağı bir sınır koydu. İstenilen her şeyi idrak etmenin bir anahtarını vermedi. " Aklın bir sınırının olduğunu kabul etmek onun önemini küçümsemek anlamına gelmez. Tam aksine bu, onu hak ettiği yere koymaktır. Aklımızın sınırlarını aşan bazı gaybi meseleleri de cevaplandırdığımız çıkış noktası burasıdır.
Sayfa 228Kitabı okudu
İbn Abdilberr (rahmetullahi aleyh) şunları söyler: "Ehl-i sünnet ve'l-cemaatin sahabenin hepsinin adil olduğu konusunda icma etmesi nedeniyle sahabenin durumunu araştırmayı bıraktık. " Cüveyni (rahmetullahi aleyh), el-Bürhân fi Usûli'l-Fıkh isimli eserinde der ki: "Ummet, sahabenin adil olmadığını söylemenin imkânsızlığı konusunda icma etmiştir... Belki de Allah Teâlâ'nın bu icmaya imkân tanımasının nedeni, sahabenin dinin taşıyıcıları konumunda olmalarıdır. Rivayetlerinde bir aksaklık meydana gelseydi şeriat, Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) asrıyla sınırlı kalacak, daha sonraki asırlara intikal etmeyecekti. "
Sayfa 224Kitabı okudu
Ibn Battål (rahmetullahi aleyh): "Resûlullah'tan (sallallahu aleyhi ve sellem) gelen hadisler onun recmi emrettiğini göstermektedir. Ali'nin (radıyallahu anh) şu sözunü görmez misin: 'Resûlullah'ın sünneti olarak recmettik. Ömer de recmetti. O hâlde recim Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) sünneti, raşid halifelerin uygulaması ve ilim ehlinin imamlarının ittifakı ile sabittir. Bu isimler arasında Medine ehlinin imamı Målik b. Enes, Şam ehlinin imamı Evzāi, Sevri ve Irak ehli, Şâfii, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Råheveyh ve Ebû Sevr vardır. Hâriciler ve Mutezile recim cezasını Allah'ın kitabında olmadığı gerekçesiyle reddettiler. "
Sayfa 220Kitabı okudu
Reklam
Kimileri icmanın gerçekleşmesinin imkân dâhilinde olmadığına dair İmam Ahmed'in (rahmetullahi aleyh) şu sözünü delil gösteriyorlar: "İcma iddiasında bulunan yalancıdır. " Bu söz hakkında Geniş Perspektif isimli kitabımdan kısa nakillerde bulunacağım. İmam Ahmed'in bu konu hakkındaki sözünü alıp aynı konuyla ilgili diğer sözlerini atmak ya sübjektif bir seçicilik ya da bilgi azlığından kaynaklanan bir cehalettir. İmam Ebû Dâvûd (rahmetullâhi aleyh), Mesâilinde şöyle der: "İmam Ahmed'e birisi, 'Filan kişi imamın arkasında Fâtiha'yı okumanın 'Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin.' ayetiyle tahsis edildiğini söylüyor. dedi. Bunun üzerine İmam Ahmed, 'Bunu kime dayanarak söylüyor!? İnsanlar bu ayetin namaz hakkında olduğu konusunda icma etmiştir." şeklinde cevap verdi.
Sayfa 212Kitabı okudu
Butun müçtehitlerin dinî metinleri anlamada hataya düşmeleri ve doğrunun ancak on dört asır sonra öğrenilmesi hiç akla sığar mı? Bilhassa ilk dönem müçtehitleri, hüküm çıkarma yöntemleri konusunda sonraki müçtehitlerden daha iyi seviyedelerdi. Bu, Arapçanın hâlâ saf olması ve yabancı faktörlerden etkilenmemesi sebebiyledir. Bunun yanı sıra özellikle de ilk müçtehitler, yani sahabe kuşağı, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ile dostluk mertebesine erme ve Kur'an-ı Kerim'in indirildiği dille yaşama gibi önemli bir avantaja sahiplerdi
Sayfa 210Kitabı okudu
Çelişkiyi gidermek ve anlamak gayesi güdülüyorsa, bazı sahih hadislerin kişiye ilk başta anlaşılmaz gelmesinde kınanacak bir durum yoktur. Nitekim Hz. Aişe (radıyallahu anha), Hz. Hafsa (radıyallâhu anha) ve diğer bazı sahâbilere de birtakım hadisler karışık gelmiştir. Onlara bu problemi ortadan kaldıracak açıklamalar yapılmıştır. Asıl kınanacak şey, problemli görünen rivayetleri öne sürerek kaos ortaya çıkarmak, İslam âlimlerinin cahil olduğunu düşünmek, ayrıca âlimlerin yüzyıllar önce cevap vermiş olduğu bu hadisleri, insanları gafil avlama amacıyla gün yüzüne çıkarmaktır.
Sayfa 208Kitabı okudu
Sünnetin dindeki yerine dair sünnetin kendisinden deliller sunmak, sadece sünnetin bir kısmını kabul edip bir kısmını inkâr edenler ve sünnete karşı tavırları muallakta kalan kişilere fayda eder. Sünneti tamamen inkâr edenlere ise ancak aynı sonuca ulaşılmasını sağlayan deliller zinciri içerisinde değinilebilir. Bize bazı hadisler ile delil sunarsa, inandığımız şeyi bütüncül değerlendirmesini ve delil olarak yalnızca bir parçasını getirmemesini söyleriz.
Sayfa 196Kitabı okudu
192 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.