Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağımızın Tedirgin İnsanı

Karen Horney

Çağımızın Tedirgin İnsanı Gönderileri

Çağımızın Tedirgin İnsanı kitaplarını, Çağımızın Tedirgin İnsanı sözleri ve alıntılarını, Çağımızın Tedirgin İnsanı yazarlarını, Çağımızın Tedirgin İnsanı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Toplum, bireye hür oldu­ğunu, bağımsız olduğunu, hayatına dilediği gibi biçim ve­rebileceğini söylemektedir; «büyük hayat oyunu»nu dile­diği gibi oynayabilecek, etkili ve güçlü olabiiiyorsa iste­diği şeylere ulaşabilecektir. Oysa gerçekte insanların ço­ğu için bütün bu imkânlar sınırlıdır.
Çağdaş kültür ekonomik yönden bireyler-arası yarış­ma ilkesine dayanmaktadır. Yalnız başına kalmış olan birey, aynı gruptan olan başka insanlarla mücadele et­mek, onları geçmek ve çoğu zaman onları bir yana itmek zorundadır.
Reklam
İnsanlara verebileceği her türlü mutluluğa rağ­men hayat aynı zamanda kaçınılmaz acılarla doludur.
Masochistic olayları açıklayabilmek için birçok de­nemeler yapılmıştır. Bu denemelerin en çok dikkati çek­miş olanı Freud’un ölüm içgüdüsü ile ilgili varsayımıdır. Kısaca söylemek gerekirse, bu varsayıma göre, insanın içinde etkin bir halde bulunan iki temel biyolojik kuvvet vardır: Hayat içgüdüsü ve ölüm içgüdüsü. İnsanın ken­disini yok etme amacını güden ölüm içgüdüsü, libido ile ilgili itkilerle birleştiği zaman masochism olayına yol aç­maktadır.
Nev­rotik bir insan bir yandan ne kadar değersiz bir insan olduğunu tekrarlayıp dururken, bir yandan da başkala­rının kendisine saygı ve hayranlık göstermesini şiddetle isteyebilecektir; aynı zamanda en ufak bir eleştiriye bile katlanamadığını açıkça belli edecektir.
Kusursuz bir insan olmak için gösterilen zorlu çaba, büyük ölçüde, beğenilmemenin her türlüsünden kaçma ihtiyacından doğmaktadır.
Reklam
Bu arada, aşağılık duygularının bir insanın durumu­nu gerçekten sarsabileceğini, zayıflatabileceğini gözden kaçırmamalıyız; çünkü kendini küçültme eğilimleri insa­nın kendine olan güvenini sarsmaktadır. Bir dereceye ka­ dar kendine güvenme herhangi bir başarının temel şar­tıdır: ister salataya konulan bir sosu değiştirmek söz konusu olsun, isterse öteberi satmak, bir görüşü savun­mak, yakın bir ilişki kurulabilecek biri üzerinde iyi bir et­ki uyandırmak söz konusu olsun, bir insanın bir derece­ye kadar kendine güvenmesi gerekir.
...insan kendi malı olan, kendisiyle ilgi­li olan şeylerin değerini küçültür ve başkalarının sahip olduğu şeylerin gerçekten istenmeğe değer şeyler oldu­ğu gibi bir yanılgıya kapılır. Bu konuda kendini o dere­ce aldatabilir ki, başka birinin kendisinden üstün oldu­ğu tek bir elverişli durum yüzünden kendini gerçekten sefil, zavallı bir halde görebilir; ama bunun dışında ka­lan bütün öteki şeylerde hiç de onun yerinde olmak is­temeyeceğini unutabilir.
Hiç şüp­hesiz, hoşlandığımız kimseden bir şeyler bekleriz: Zevk ya da tatmin, bağlılık, yardım, vb. Gerekli olduğu zaman ondan bir fedakârlık da bekleriz. Bu gibi isteklerde bulu­nabilmek, hatta bu istekler için mücadele etmek genellik­le ruh sağlığının belirtisidir.
Baskı altına alınmış bir duygunun patlayıcı ni­teliği son derece güçlüdür. çünkü kişilik bütününden ay­rılmış olması yüzünden daha büyük, çoğu zaman akla hayale sığmayacak kadar büyük boyutlara ulaşmıştır.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.