Hep böyle yapardı kadınlar. Konuşmak istemedikleri, hüznün bütün bedenlerine tebelleş olduğu anda ellerini işlerine atarlardı. Bir şey yokmuş, bir şey olmuyormuş gibi davranırlar ya da öyle yaparlarsa bir şey olmayacakmış sanırlardı.
Yalnız kalmış ya da yalnız bırakılmıştı ve esas zor olanı yalnızlık değil unutulmaktı... Ve bu ağrına gidiyordu onun. Şairin dediği gibi her kapı çaldığında sinesinde bir şeylerin hareketlendiğini hissediyordu hep lakin her seferinde kapı ardında ne bir dost sesi ne de kimsesi oluyordu.
Yollar ne kadar uzundu gidene. Hiç bitmeyecek gibi geliyordu. İnsan anasından, atasından, evinden, yuvasından ayrılır ayrılmaz başlıyordu gurbet ve sevdiğinden ırakta olduğun her yer gurbet oluyordu.