Çankaya'dan Anıtkabir'e - Dahi Atatürk

Ali Güler (Akademisyen)

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
... Trakya'nın teslim alınması için İstanbul'a TBMM'nin bir temsilcisi ile bir Türk birliğinin gönderilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Mustafa Kemal Paşa , temsilci olarak Rafet Bele'yi seçti. TBMM Muhafız Taburu'ndan 120 asker seçildi , bunlara jandarma üniforması giydirildi. Mustafa Kemal , Bursa'da kendisine veda eden Rafet Bele'ye şu keskin talimatı verdi : " Yarın orada senin karşına birisi gelecek , 'ben Sadrazam Paşa hazretlerinin yaveriyim', diyecek ; birisi gelecek , 'ben Halife-yi Ruy-i zemin'in yaveriyim' diyecek. 'Ben sadrazam tanımıyorum , Ankara'da Başvekil ( Başbakan) var', diyeceksin. Başka birisi gelip , 'ben Hariciye Nazırı'nın (Dışişleri Bakanı) Özel Kalem Müdürüyüm', diyecek ; ' Ankara'da Hariciye Vekili var', diyeceksin ve gerekirse Sadrazam denen adamı kulağından tutup Babıali'den aşağı indireceksin ve yerine geçip hükümet işlerini yürüteceksin. Anlaşıldı mı ? "
... Başbakan İsmet İnönü de Atatürk'e gönderdiği telgrafta şu hususları dile getirmiştir : " On beş seneden beri sebatlı ve bilgili çalışmanızın eseri olan ve her biri kıymetli bir mamure olan çiftliklerinizi hazineye hediye buyurduğunuzu Cumhuriyet Hükümeti tazim hisleriyle karşılamıştır... Bu kıymetli eserlerin sizin daima refahını düşündüğünüz köylümüze numune ve mektep olarak çok faydalı ve hayırlı olacaklarına imanımız vardır..." Başkan İsmet İnönü'nün bu telgrafına cevaben Atatürk " Başvekil İsmet İnönü'ye" hitabıyla bir telgraf göndermiş ve Türk milletine bağlılığını ve sevgisini gösteren şu düşünce ve duygularını ifade etmiştir : " Hatırlarsınız, Türk köylüsünün Türk'ün efendisi olduğunu söylediğim zamanı. Ben o efendinin arzu ve iradesi altında senelerden beri çalışmış olan bir hizmetçiyim. Şimdi beni çok heyecana getiren hadise Türk köylüsüne naçizane olsa da ufak bir vazife yapmış olduğumdur. Milletin yüksek üreticiler heyeti bunu iyi görmüş ve kabul etmişler ise benim için ne unutulmaz bir saadet hatırasını bana vermişlerdir. Bundan dolayı çok yüksek zevkle millet , memleket ve Cumhuriyet Hükümet'ine yapmağa mecbur olduğum vazifelerden en basiti karşısında gösterilmiş olan teveccühten , taktirden ne kadar duygulanmış olduğumu ifadeye muktedir değilim. Söz konusu olan hediye yüksek Türk milletine benim asıl mermeği düşündüğüm hediye karşısında hiçbir kıymeti haiz değildir. Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim. Kemal Atatürk. , 13 Haziran 1937."
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.