İnsanın en zayıf yanı bence, bir hayatı başka bir hayattan, bir canı başka herhangi bir candan daha önemli ya da önemsiz görebilmesi. Başta basit bir kıyaslama, ancak neticesi ırkçılık. Neticesi dışlama, küçük görme, en uç noktada da soykırım. Yılanın başını küçükken ezmek gibi, bu tarz duyguların küçücükkenden üstüne gitmeli ki baş edebilsin insan.
Özkan Öze'nin kalemini, üslubunu, örneklerini hep severim. Ancak bu kitapta, onun enn çok konu seçimlerini sevdiğimi fark ettim. "Ruhun ırkı yok!" sloganından anladığımız üzere efendim, Çaylak ile Filozof-3'ün konusu IRKÇILIK. Konuyu gayet güncel ve bizden bir örnekle ele almış hem de Özkan Öze. Memleketlerimizde, okullarımızda, iş hayatımızda karşılaştığımız bir mevzu ile; Suriyeli mülteciler ya da muhacirler.
İnsanda ırkçılık duygusunun kökeninden sonuçlarına, ırkçılıkla mücadele eden türlü ırklara mensup insanlardan, ırkların güzel farklılıklarına, "biz" olmanın aslında "siz"den bağımsız olamayacağından, insanlığın bedende, kafatasında değil ruhta olacağına kadar pek çok güzel konuyu anlatmış Filozof'un nükteli dili ve bergamotlu çayı eşliğinde.
Tavsiyemdir, muhabbetle.