"Mahsur kalmak" diyebiliriz, kitaptaki öykülerin ortak noktasına. Hapishane hücresinden kuyulara, kaybedilen gözlerden en yakın dost ile aldatan eşe, zindan olan yaşamlarla, dilencilerle, kasıtsız cinayetlerle, insanın kendi cehenneminde yani vicdanında ve çaresizliğinde yatıyor isminin gizi; bu kısa öykülerle dolu antolojinin. Öykülerin bu kadar -hiçbiri 10 sayfa sürmüyor- kısa olmasının bir dezavantajı, yukarıda saydığım temaların birçok kere tekrar edilmiş olması. En çok aklımda kalanlar, başta, sonda ve ortada yer almak suretiyle; "Bıçak Hakkı", "Horoz Öttü", "Duvar Saati", "Tahsildar", "Bir Manyak" ve kitabı beklenmedik bir duygusallıkla kapatan "Baba" oldu. Tek bir kalemden 26 öykülük derleme tek bir ciltte kütüphanenizde rahatlıkla yer alabilir, diye düşünüyorum. Son tahlilde, ara ara açıp okunabilecek, ortalama bir eser.