"Okuduğu Kur'ân-ı Kerîm'in mânâsını anlamak maksadıyla Allah'ına şöyle yalvarır; "Yâ Rab! Bu kitabının mânâsını anlamayı bana ihsan eylersen ben de bunun ölünceye kadar dellâlı olayım..."
"Rönesanstan bu yana fikir ve felsefe hareketlerini takip etmiş, Avrupa'nın büyük filozoflarını okumuştu. Hocanın asıl büyüklüğü şurada idi ki, kaynaştığı bu yabancı fikriyât ile rûhen sarsılmak şöyle dursun, bilâkis, îman ve amelce zühd-ü takvâ derecesine ulaşmıştı."
İnsanoğlu adeta bütün varlığı yerine geçen gizli ve aşikar gururları ile yaşıyor, dünya denen bu cehennemde onlarla vuruşuyor, ondan gıdalanıyor. Sonra onları gizli bir bıçak gibi görünmeyen yerlerinde saklıyor.
Kitabın kapağını henüz kapatmışken, hislerim tazeliğini korurken ve ertelemeden bu kitabın incelemesi yazılmalıydı.
Belki çoğumuzun bilmediği lakin bilinmesi elzem olan adanmış bir ömürden bahsetmek için.
Gelecek nesillerin imanını kurtarmak için adanan bir ömür.
Celal Hoca...
Kitabın kapağında bulunan fotoğrafıyla kendini aslında öyle güzel