Polisiye Eserlerin En Başında Gelecek Bir Roman, Anlatım Tarzıyla Geçmişten Geleceğe Mükemel Konularla İşlenmiş Okuyucunun Kitabın Her Döneminde Kendini Sorgulamadan Edemediği Bir Yapıt!
İnsan ırkının gelmiş geçmiş en iri ve ürkütücü bedenine sahip, sadece öldürmeyi arzulayan dilsiz bir cellât.
Basit bir cümle ile anlatılamayacak kadar üstün zekâya sahip cesur bir asker, adil bir sultan ve gerçek bir kahraman; Yavuz Sultan Selim.
Kutsal kitap gibi taşıdığı Cellât’ı okuyarak insan öldürme cesareti bulmaya çalışan esrarengiz bir adam.
Üzerinde yaşayan insanların olağanüstü bir zihinsel düzeye eriştiği, dünya teknolojisini yönlendiren bir Ada.
Tarih ile geleceği bütünleştiren, gizemli kapıları ardına kadar açan bir kitap.
Düşündüğü tek şey cellât olmaktı ve bunu başarmalıydı. Eğer başaramazsa bile en azından birini öldürerek bu duyguyu tatmalıydı. Kana susamışlığı ve öldürmeyi bu denli arzulaması, belki iğrenç, insani olmayan ve canice bir durumdu ama bazen kendine kızdığı zamanlar da oluyordu.
Özellikle masum bir çocuğu ya da eceliyle ölmek üzere olan bir yaşlıyı öldürmek istediği zamanlar…
Fakat bu duygular daha fazla sorgulama yapmasına ve bir şeyleri değiştirme gayreti içine girmesine yetmiyor, derinden yaşadığı kin ve nefreti bastıramıyordu.
Ne Kadar Güçlü Olursak Olalım Ruhumuz Ufacık Bir Sevgiye Muhtaçtır, Bir Tondan Bile Daha Ağır Olan Hayvanlar Sırf Başları Okşandığı İçin Evcilleşebiliyorlar!
Milletimin Ayrılma, Bölünme Endişesi,
Mezarımda Dahi Rahatsız Eder Beni,
Saldırgan Düşmanlara Karşı Birleşmek iken Çare
Birlik Olmazsa Kızgın Demirle Dağlanmış Gibi Yakar Beni.
Paşa son bir kez sevdiğine sarıldı . Öyle derin bir nefesle kokladı ki Züleyha'sını sanki bu kokuyu ömür boyu kendine yetsin diye depoluyordu. Elleri genç kızda kalmıştı ve ondan bir türlü kopmuyordu ...