Dört İncil'in tamamlayıcısı olan ve Dört İncil'in ekleri denilen risalelere nazar edilirse gerek birbirleriyle gerekse İnciller ile pek çok tenakuz ve ihtilaf vardır.
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, bir sabâh, Eshâbı ile konuşurken, kuvvetli bir genç, erkenden dükkânına doğru geçdi. Ba’zıları, erkenden dünyâlık kazanmağa gideceğine, buraya gelip, birkaç şey öğrenseydi iyi olurdu deyince, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Öyle söylemeyiniz! Eğer kimseye muhtâc olmamak ve ana, baba, çoluk-çocuğunu da muhtâc etmemek için gidiyorsa, her adımı ibâdetdir. Eğer, herkese öğünmek, keyf sürmek niyyetinde ise, şeytânla berâberdir) buyurdu.
Doğrusunu söylemek gerekirse hiçbir şey anlamadığım eser. Ama sanırım kafirlerle münakaşa ediliyor bu eserde (Ondan bile emin değilim). Bunun sebebi eserin Arapça metninin sadece Latin harflerine çevrilmiş olmasıydı... Bu esere kimse Türkçe diyemez. Bir cümlede anladığım bir kelime olunca çok seviniyordum. Dolayısıyla Arapça bilmeyenlere tavsiye etmem.
Cevâb VeremediHarputlu İshak Efendi · Hakikat Kitabevi · 201587 okunma
7— (Teksîr-i berekât) mu’cizesidir. Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” buyuruyor ki: (Bir gazâda aç kalmışdık. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”: (Bir şeyler var mı?) buyurdu. (Evet yâ Resûlallah! Torbamda bir mikdâr hurma var), dedim. (Onu bana getir) buyurdu. Getirdim. Mubârek elini torbama sokdu ve bir avuç hurma alarak, yere serdiği mendil üzerine koydu ve bereket için düâ buyurdu. Orada bulunan Eshâb-ı kirâm “aleyhimürrıdvân” gelip, ondan yidiler ve doydular. Sonunda bana: (Yâ Ebâ Hüreyre! Sen de bu mendildeki hurmadan bir avuç al ve azık torbasına koy!) buyurdu. Bir avuç aldım ve torbama koydum. Torbamda bu hurmalar hiç bitmedi. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” hayâtında ve dahâ sonra, Ebû Bekr, Ömer ve Osmân “radıyallahü anhüm” hilâfetleri zemânlarında hem yidim, hem de ikrâm etdim. Yine bitmedi. Ne zemân ki, Osmân-ı Zinnûreyn “radıyallahü anh” halîfe iken, şehîd edildi, azık torbam çalındı.)