“Eğer yeryüzünde bir kişi, yuvasından düşmüş olan tüyü bitmemiş kuş yavrusunu kaldırıp tekrar yuvaya koyarsa, Allah’ın hoşuna gider ve Allah kendisine merhamet eder...”
“Kara ağzında, güneş ışığı görmeden annelerinin karnında açlıktan ölmek üzere olan yavrularına ve dişi arkadaşına yiyecek götürebilmek için canından geçmeye dahi hazırdı.”
Enikler, darda kalınca eliklerin yavrularını ölümün pençesine terk ederek nasıl kaçtığını, yaralı geyiklerin geniş burun deliklerinden bol buhar salarak karların üzerinde nasıl can çeliştiğini, hiçbir çıkar yolu kalmayan vahşi atların dipsiz uçurumun kenarında korku ve çaresizlik içinde nasıl acıyla ürperip kişnediğini, güçsüzlerin güçlüler karşısında kısmetlerini bırakıp kendi canlarının derdine nasıl düştüğünü görmüş değildi. Hepsi de henüz çok toydu o kadar ki telekli bulut gölgesiyle kartal karartısını birbirinden ayıramıyordu.