Merhaba. Bu yazarın daha önce hiç kitabını okumadım. Kitabı da daha önce hiç duymadım. Kitaplara bakarken dikkatimi çektiği için aldım kitabı ama iyi ki almışım diyorum. En başta okumaya başladığımda devamını getiremeyeceğimi bırakacağımı düşünmüştüm ama hiç de öyle olmadı. Kitabın tamamı bir bütün değil yani kitapta genel olarak aynı konu üzerinde duruluyor ama farklı farklı olaylar anlatılıyor. Kıs kısa öyküler de denebilir belki. Ama okurken düşündüren bir kitap. Birçok farklı gözden bakabilmeyi sağlıyor. Ben okuduğum için çok memnun kaldım. Keyifle de okudum sizlere de öneririm..:)
…
Hayatın içinde sorgulamadan kabul ettiğimiz şeyler üzerinde bir kez düşünmeye başladığımızda, başlangıçta durduğumuz yer değişir… Her adımda olaylar ve olgular bize bilmediğimiz farklı ve yeni yüzlerini gösterir…
Genç Ağaç:
…
Bu insanların hakkından arabalar gelecek günün birinde. İnsanlara zerre kadar acımam doğrusu. Onlar bana acıyor mu? Bugün aldığım yara kimin umurunda! Ölsem içi cız eden olur mu… Bana harcadıkları suyu düşünüp hayıflanırlar…
Aşırı saçma bir kitap , yani ilk kez bir kitabın geri kalan sayfasını görmek istemedim çünkü her bir diğer sayfa birbirinden kötü . Tabii beğenenlere de saygım sonsuzdur . Okumamanızı tavsiye ederim .
Çiçekleri koparmayın, dediler; koparmadım. Çimlere basmayınız, dediler; basmadım. Sütlerinden içmedim. Ben nasıl böyle bir ineklik ettim, diye düşündü. Anlaşılan gerçek bir inek olamamıştı.
Hayatta tanık olduğumuz olayları birde yaşlı bir ağaçtan, bahçe duvarından, direkten dinlemek ister misiniz? Ya da şehrin içinde yolunu kaybetmiş ineğin traji-komik hikayesine ne dersiniz! Ve kesinlikle tanımanız gerek en önemli karakter Bay X'in hayatına konuk olmak. Bunun için bu aralar favorim olan yazar #şairerkökyılmaz 'ın #çiçekyiyeninek kitabındaki öyküleri mutlaka okumalısınız.
Bay X, bir yerlerde birtakım irrasyonel insanlar olmalı, diye düşündü. Bir yerlerde mutlaka birtakım irrasyonel insanlar akılsızca çalışıp akılsızca üretiyor olmalı, diye düşündü.
Bazı adımlar var ki gel beni ez der gibi, arabaların arasında yaşamakta olduklarını bilmezmiş gibi gezinirler üstümde. Hemen her yerden karşı karşıya geçerler.Ne yana gidecekleri kestirilmez. Koşturuş nedir bilmezler, salına salına gezerler.