Bazı insanlar üzgün olduklarında derin uykularda kaybolmak ister. Tek sığınakları yastık ve yorganlarıdır. Tıpkı bir kaplumbağa gibi yavaş yavaş yatağa süzülüp hayattan birkaç saatliğine de olsa kopmak isterler. Hatta bazen hiç uyanmamayı dileyenlerde olur.
''O kapının ve tüm kapıların ardında yaşananları sadece duvarlar ve duvarların sahipleri biliyor... Çelik, tahta, sürgülü, sürgüsüz, kimi dürbünlü kimi dürbünsüz... Çeşit çeşit. Tıpkı insanlar gibi.''
"Bir devinim,bir telaştı hayat... Hep bir yerlere ulaşma çabası. Yerden göğe, gökten yere ulaşma gayreti. Yeryüzü insanlarıyla gökyüzü insanlarının birbirlerinden habersiz ettikleri dansa bulutlar mı şahitlik ediyor dersiniz?"
"Birini seversin ya,
Seversin işte...
Nedensiz,
Hesapsız ,
Hiç ama hiç düşünmeden...
En yalın halinle
En güzel cümlelerinle kucaklarsın onu
Gözleri çirkindir de sen güzelleştirirsin
Kapkaradır hani,
Çirkin bakar hatta,
Sensindir o gözleri mavi yapan,
Sensindir o bakışları derinleştiren.
Sen...
Güzel olan,sensindir aslında."
"Yeryüzü insanlarının telâşeleri güldürüyor mudur gökyüzü insanlarını? Peki ya deniz insanları? Onlar da bizim denize haykırdığımız gibi yeryüzüne haykırıyorlar mı? "
Hayatlarında çok renk vardı.Tek renk eksikti o da çikolata kahvesi…Eksik bir rengin ve kokunun olduğu bir hayatta başlamıştı gizemli yolculukları.Birbirlerinden hem haberli hem de habersizdiler…Ve bir gün hepsi aynı renkte buluştular.
Bazı insanlar üzgün olduklarında derin uykularda kaybolmak ister.Tek sığınakları yastık ve yorganlardır.Tıpkı bir kaplumbağa gibi yavaş yavaş yatağa süzülüp hayattan birkaç saatliğine de olsa kopmak isterler.Hatta bazen hiç uyanmamayı dileyenlerde olur.