Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cilt: 1 Son Şahitler Bediüzzaman Said Nursi'yi Anlatıyor

Necmeddin Şahiner

Cilt: 1 Son Şahitler Bediüzzaman Said Nursi'yi Anlatıyor Sözleri ve Alıntıları

Cilt: 1 Son Şahitler Bediüzzaman Said Nursi'yi Anlatıyor sözleri ve alıntılarını, Cilt: 1 Son Şahitler Bediüzzaman Said Nursi'yi Anlatıyor kitap alıntılarını, Cilt: 1 Son Şahitler Bediüzzaman Said Nursi'yi Anlatıyor en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Maşallah..
Acaba babam nasıl vefat etti?' diye düşünüyordum. Geceleri uykudan aynı düşüncelerle uyanıyordum. Aradan aylar geçti, bir gün rüyamda, Peygamberimiz (a.s.m.)'ı ziyaret etmek için Ravza-i Mutahhara'nın kapısından içeri girdim. Nur yüzlü iki zât yanıma geldi. 'Sen Bediüzzaman Hazretlerinin talebesi misin?' dediler. 'Evet' dedim. 'Sen baban için çok merak ediyorsun. Hiç merak etme, baban vefat ederken Bediüzzaman ve bütün talebeleri başında idi' dediler. Heyecanla uyandım ve Elhamdülillah dedim. Üzüntüm sevince kalboldu.
Mehmet Metin abi
Üstadımız radyoyu kudret-i İlâhiyenin bir eseri olarak tefekkürle dinlerdi.
Bayram Yüksel
Reklam
"Üstadın hizmetinde bulunduğumuz sıralarda, iki kedisi vardı. Yemek vakti gelince bunlara yemek verirdi, kendisi daha sonra yerdi. Ayrıcı dolaplara fareler için yemekler koyardı."
Mustafa Bilal abi
Ölçü
Âkifiler diye bir grup vardı. Kendilerinden başka kimseye selâm vermezlerdi. Ben Şeyh Âkif'e rastladığımda selâm verirdim, fakat selâmımı almazdı. Onun bu durumu benim çok canımı sıkıyordu. Bir gün doğruca Üstada gidip onları şikâyet ettim: Üstadım, burada bir Şeyh var. Ne kendisi ve ne de talebeleri kendilerinden başkasının selâmlarını almıyorlar.' Üstad Hazretleri hiddetle, 'Bu zat namazı emrediyor mu, yoksa nehyediyor mu?' dedi. Ben de cevaben, 'Hayır, Üstadım, bu zat namazı emrediyor. Hem de tâdil-i erkân üzere namaz kıldırıyor' dedim. 'İman Uhud Dağı gibidir. Kusurları çakıl taşları gibi. İnsanın kusuru ne olursa olsun, imanı varsa başka kusurlarına bakılarak, medâr-ı tenkit yapılmaz' diye karşılık verdi.
'Üstad Hazretleri birazdan faytonla gezmeye çıkacak. Her gün 10:30'da evden çıkar ve faytonla sahraya, bir saat kadar tefekkür gezisine gider.'
Çarşıya çıkıp kahvaltı yapmak için peynir ve zeytin aldık. Bir dükkândan da tereyağı aldık. Dükkâncı tereyağını tartarken, yağı koyduğu kâğıt kadar da, terazinin öbür kefesine kağıt koydu. Ben doğrusu bu vaziyeti başka bir yerde görmemiştim. Bediüzzaman, işte Emirdağ'ı böyle yapmıştı.
Reklam
Meşrebimizde surî ve muvakkat sohbet esas değil, manevî ve daimî sohbet yeter. Üstad
Üstad & Sarhoş adam
Üstad sarhoşa, 'Kardeşim, otur yanıma. Seninle konuşalım' dedi. Sarhoş edepli bir şekilde Üstadın yanına oturdu. Üstad ona, 'Beş vakit namazını kılacağına ve senede bir ay oruç tutacağına bana söz ver, ben de ölünceye kadar sana dua edeceğime söz vereyim' dedi. Bu sözler üzerin sarhoş hüngür hüngür ağlamaya başladı ve şöyle dedi: Hem vallahi, hem billâhi söz veriyorum. Bugün banyoya gidip abdest alacağım ve bu gece sahura kalkacağım. Yeter ki, sen bana dua et de bu halden kurtulayım. Hem namazımı, hem de orucumu terk etmeyeceğim.'
Üstadın cenazesi
Her on dadikada bir hatim indiriliyordu. Bu hatim okuma faslı geceli gündüzlü 24 saat devam etti. Böylesine bir duanın kimseye nasip olduğunu zannetmiyorum.
Her sabah Hazret-i Ali'nin duası Celcelûtiye'yi okuyordu. Yalnız huddamların geldiği kısmı okumadığını göstermişti.
Reklam
‘... yalnız senden ve bütün kardeşlerimden ricam şudur ki, hiç kimse benim ismimi kullanarak ben Bediüzzamanın talebesiyim diye dünyalığını temin etmeye kalkmasın. Çünkü Allahu Teala, halk ettiği kulların rızkını vermeye kendisi kefildir. Sen de aynen bu şekilde hareket et’ buyurdu.
Hacı Ali abi
Üstad Hazretlerinin yatağının duruş şekli batıdan doğuya doğruydu. Batı tarafına başını koyar ayak ucu ise doğuya gelirdi. Sağ tarafa yattığı zaman yönü güneye gelir, sünnet üzere kıbleye teveccüh etmiş olurdu.
Hacı Ali abi
Üstadımızdan işittim. Mükerrer defalar, 'Risale-i Nur kıyamete kadar devam edecektir. Dünya devletleri bunları kanun olarak kullanacaklardır' demişti.
Aman kardeşim dünya acaip olmuş, parmağını soktuğun zaman eli, eli soktuğu zaman kolu, kolu soktuğun zaman da vücudunu götürüyor, dikkat edin, kimseye muhtaç olmayacak kadar rızkınız varsa iktifa edin, mübarek Barla'dan ayrılmayın' derdi. Barlalıları çok sever, kendi akrabası gibi alâkadar olurdu.
Üstadımızın maddî hastalığı yoktu. Yalnız kulunç hastalığı vardı. Üstadın hastalığı mânevî idi. Âlem-i İslâmın aleyhinde bir şey olsa, Üstad derhal radar gibi hisseder, rahatsız olur, rengi değişir, sesi çıkmaz, bir asabî hal alırdı. O anda hizmeti çok zor olurdu. Türkiye'nin neresinde bir hâdise olsa, Üstad derhal hisseder, bizler de anlardık ki, muhakkak bir yerde Risale-i Nur'un veyahut Nur Talebelerinin aleyhinde bir plân hazırlanıyor. Bunların yüzlercesine şahit olmuşuz
Bayram Yüksel
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.