Cin Aynası

Ercan Kesal

Öne Çıkan Cin Aynası Gönderileri

Öne Çıkan Cin Aynası kitaplarını, öne çıkan Cin Aynası sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Cin Aynası yazarlarını, öne çıkan Cin Aynası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Abdülhamid'in sadrazamlarından Cevat Paşa çocuk yaşlardan beri bir şeyhin dergâhına gidermiş. Bir gün dergâhta şeyhin yanına bir demirci esnafı gelir. Gördüğü bir rüyayı anlatarak şeyhten yorumlamasını ister. Rüyayı dinleyen şeyh, Cevat'a dönerek: "İki mecidiyen var mı?" diye sorar. Cevat, cebinden iki mecidiye çıkararak verir. Bunun üzerine şeyh, adama: "Rüyanı iki mecidiyeye bu çocuğa satar mısın?" deyince, adam şaşırsa da kabul eder ve parayı alarak gider. Adamın ardından şeyh: "Oğlum, bu rüya sadrazamlık rüyasıdır. O yüzden henüz rüyanın sahibi o iken rüyayı tabir etmedim. Şimdi rüya senin olduğuna göre mesele kalmadı. Demirciden sadrazam yapacak değiliz ya, değil mi!" der. Sadrazamın hikâyesi, "Yorumlanmamış rüya okunmamış mektup gibidir," diyen Jung'u haklı çıkarıyor. (...) Şeyhin rüya satın aldığı bir gelenek var ülkemizde. Egemenlerin korkusu, demircinin sadrazam olması!
Sayfa 237 - İletişim Yayınları, 1. Baskı, 2016Kitabı okudu
Gece yarısı, ıssız bir tarla
Babamın hastalığının ilerlediği ve yatağa bağımlı olmaya başladığı günlerde, hayat ve ölüm üzerine daha çok konuşuyorduk. İşin doğrusu, bu bahisleri özellikle ben açmaya gayret ediyordum. Yakında kaybedeceğimi bildiğim bir insandan, şimdiye kadar edindiği deneyimler ve tespitlerle ilgili bir "yaşam tüyosu" almaya çalışıyordum belki de. Bunca yıldan sonra, paylaşmak istediği bir şeyler olmalıydı, değil mi? Hayata, dünyaya ve yapacaklarıma dair bir şeyler, öneriler, birkaç ipucu belki. "Baba, 'Hayatın nasıl geçti?' diye sorsalar sana, ne söylerdin mesela, nasıl anlatırdın yaşadıklarını, geçen ömrünü?" diye sormuştum bir gün. "Gece yarısı, ıssız bir tarladan, tek başıma geçmiş gibiyim oğlum," demişti.
Sayfa 169 - İletişim Yayınları, 1. Baskı, 2016Kitabı okudu
Reklam
Ebemi, kocaman pütürlü elleriyle sıvazlayıp dualar okuyarak, yıkanmış şeker çuvalından biçilmiş "göynek"leri cılız bedenime giydirirken hatırlarım hep. Bir de her sabah, salonun köşesindeki yatağına oturmuş, uzun bir kuşağı annemin yardımıyla döne döne beline sarmasını. Kuşak beline dolandıkça havaya doğru dikilir, canlanırdı sanki. Evimizin direğiydi ebem ve kuşağı da o direğin nişanesi gibi sallanırdı belinde. (...) Otobüsten inip hızlı adımlarla evimize yürüyorum. Evin önünde gezinen ebem olmalı. Uzakta pek anlaşılmasa da, yaklaştıkça, beline bağlı ince uzun bir kuşağın diğer ucunun evin kapısına bağlı olduğunu anlıyorum. Bir zamanlar törenle beline sarılan kuşak, şimdi zinciri olmuş. Kuşağın bir ucu dış kapının koluna, diğer ucu da beline bağlanmış. Epeydir başka bir gerçekliğin içine yuvarlanmış ebemi sıkıca kucaklıyorum. "Kaçıyor, gidiyor oğlum, köye gideceğim diye. Ne yapalım, başka çare bulamadım," diyor annem elinde tepsiyle bahçedeki fırına giderken. Bir elim ellerinde, diğeri kuşağının ucunda sessizce oturuyorum ebemle.
Sayfa 56 - İletişim Yayınları, 1. Baskı, 2016Kitabı okudu
292 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ercan Kesal kendi anıları içerisinde öyle güzel gezdiriyor ki insanı. Bu anıları okurken sinemaya dair siyasete dair kısacası hayata dair o kadar çok şey anlatıyor ki size... Anlattığı kişileri öyle merak ettim ki Google de arayıp bir çok insanla ve hikayesi ile tanıştım sayesinde. Şiddetle öneriyorum.
Cin Aynası
Cin AynasıErcan Kesal · İletişim Yayıncılık · 2016541 okunma
765 öğeden 751 ile 760 arasındakiler gösteriliyor.