"Bir kadın aşık olmadığı bir erkekle karşılaştığında, onu anası babası nasıl yapmışsa öyle görür. Aşık olduğu erkeğe baktığında, Tanrı onu nasıl yapmışsa öyle görür. Artık aşık olmadığında, bir masa, bir sandalye görür..."*
*Marina Tsvetaeva
Kant'ın ileri sürdüğü ve benim de inandığım gibi, egoizm tüm ahlaki kötülüğün kaynağıysa, her tür iyiliğin de, diğer tüm duygulardan çok, sevginin gerçekleştirdiği bir tür kendini önemsiz görmeye yönelmesi mümkündür.
Yaşamın ölümlü olması, yaşamamak için bir neden midir? Sevginin güçsüz, kırılgan, geçici olması sevmemek için bir neden midir? Kuşkusuz hayır ve ben buna çarmıha gerilme hakikati diyorum: Sevgi, mağlup olduğunda dahi sevgisiz bir zafere yeğdir.