Cinsellik Üzerine
Sigmund FreudCinsellik Üzerine Gönderileri
Cinsellik Üzerine kitaplarını, Cinsellik Üzerine sözleri ve alıntılarını, Cinsellik Üzerine yazarlarını, Cinsellik Üzerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Halk dilinde, cinsel gereksinim için açlığın karşılığı bir kelime yoktur. Bilim dili ise "libido" terimini kullanır.
"...Fakat aslında bünye, yeni ve kişisel bir deneyin eklendiği, önceki bir deneyin tortusundan başka bir şey değildir."
Freud, bastırılmış ve sansürlenmiş dürtünün nevrotik belirtiler ürettiğini, nevruzun sapkınlıkları olumsuzluğu olarak kavramlaştırıldığını ileri sürmüştür.
En ilkel şeklindeki çift cinselilik, erkek dönüklerin bir savunucusu tarafından şöyle belirtilmiştir: " Bir erkek bedeninde bir kadın beyni. "
Fakat biz " bir kadın beyninin" ne olduğunu bilmiyoruz.
Ruh dinamik bir olgudur;
kimi bilinçli kimi bilinçsiz ve birbirleriyle ahenk içerisinde olan birtakım ruhsal kuvvetler birbirlerine karşı harekete geçer.
Ruha dokunmak..
"Her şeyden önce Freud insan ruhunu bilimsel olarak araştıran ilk gerecin mimarıdır."
Dönüklük ilkel, vahşi kavimler arasında da son derece yaygındı, oysa soysuzlaşma terimi genel olarak ileri uygarlıklar için kullanılır.
Freud hayatının son dönemlerindeki sosyolojik araştırmalarında bunları der:
“Bir ömür boyu sürecek fen bilimleri, tıp ve psikoterapi yollarına saptıktan sonra, yine bir zamanlar genç bir delikanlıyken düşüncelerimde zihnen beni esir alan kültürel sorunlara geri dönmüştüm.”
Her acının içinde bir haz olanağı saklıdır
"Efsaneye göre insan denilen varlık, kadın ve erkek olarak iki parçaya bölünmüştür; o zamandan beri aşk yoluyla birleşmeye çalışmaktadır"
Ana babaların aralarındaki kavgalar mutsuz bir evlilik sonuç olarak çocuklarında cinsel gelişme bozukluklarına yatkınlıklar doğurur.
Birincisi, eşcinsellik doğuştan gelmedir; ikincisi, eşcinsellik bir bozukluk belirtisidir.
Her şeyden önce erojen bölgeler uygun bir biçimde uyarıldıkları anda bir doyum doğrurlar. Bütün olasılıklara göre, derinin Bütün bölgelerine, her duyu organına ve belki de herhangi bir organa erojen bölge işlevi yaptırabilir.
Bu sevecenliğin, bu saygının ve bu kutsamanın arkasında, kullanılmaz duruma gelmiş kısmi dürtülerin doğurmuş olduğu eski cinsel eğilimlerin saklandıklarını, yanlız psikanaliz gösterebilir.
Karşıt iki terimdir: etkin ve edilgin.
Etkin öge üstün gelme dürtüsünden kurulmuştur, hatta genel kaslar topluluğuna bile bağlıdır; cinsel amacı edilgin olan organ, şehvet uyarıcı bağırsak mukozası ile temsil edilir.