Soğuk, karlı acı bir şubat akşamıydı. Rüzgar, pencereler önünde vahşi ıslıklar çalarak dışarıda beyaz devlerle çarpışıyordu. Bahçeler, yollar karın beyaz örtüsü altında bırakılmış, sessiz, hareketsiz duruyor, çıplak ağaçlara beyaz yapraklı sarmaşıklar sarılmış, uzaktan görünen damlar beyaz birer kalpak giymiş gibiydi.