Cemil Kâzım'ın içinde bir şüphe vardı. Acaba onlar, hayatlarından şikâyet etmiyorlar mıydı? Şikâyet... Niçin? Niye? Onların acılarını kendi kalbinde duyuyordu.
''Azizim, ya biz insanlar sahiden de aslında kötü mahlûklarız yahut kötülük bize muhakememizden geliyor. İyilik ve kötülüğün ölçüsü, kendi zevkimiz, duygumuz. Bize kötü gelen bir şey, başkalarına güzel görünüyor...''
Hayatı sevmeye, olduğu gibi görüp anlamaya başladıktan sonra insanlar bana zulüm edemediler. Eskiden onlardan kaçıyordum. Meğer bu, sağlam bir yol değilmiş. Aralarına karışınca beni unuttular.