Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çocuklarda Yas Anne Baba El Kitabı

Anonim

Çocuklarda Yas Anne Baba El Kitabı Sözleri ve Alıntıları

Çocuklarda Yas Anne Baba El Kitabı sözleri ve alıntılarını, Çocuklarda Yas Anne Baba El Kitabı kitap alıntılarını, Çocuklarda Yas Anne Baba El Kitabı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Anne veya babanın ölümünden sonra çocuğun kendisine ne olacağı konusunda endişeye kapılması olağandır. Eğer çocuk ‘şimdi bana kim bakacak?’ ya da ‘bana kim yemek verecek?’ gibi sorular sorarsa ona hayatında nelerin değişmek durumunda olduğunu ve nelerin aynı kalacağını açıklamak gerekir. Çocukların bilgilendirilmeye, güvence verilmesine ve verdikleri tepkilere anlayış gösterilmesine ihtiyaçları vardır. Onlara, hayatın bir şekilde devam edeceğine ilişkin güvence verilmesi, kendilerini daha rahat hissetmelerine yardımcı olacaktır.”
Sayfa 17 - Türk Psikologlar Derneği
nelere dikkat etmeliyiz!
“Çocukların, birisinin kaybı karşısında tepkileri çok çeşitli olabilmektedir. Birinin öldüğünü öğrenen çocuklar, ya hiç tepki vermeyebilir; ya da çok ciddi duygusal patlamalar da gösterebilirler. Bazıları duruma yüksek sesle isyan edebilir, bağırabilir, ağlayabilir, hatta haberi veren kişiye öfkeyle vurmak isteyebilir. Bazıları da duydukları habere o kadar tepkisiz kalırlar ki, haberi veren kişi, çocuğun söylenenleri duymadığını sanarak söylediklerini tekrar etme ihtiyacı duyabilir. Okul öncesi dönemdeki çocuklar için tepkisiz kalmak sık rastlanan bir durum olmasına karşın bu durum, yetişkinleri şaşırtan bir davranış biçimidir. Çocuklar haberi alır almaz, dışarıda oynamak için izin isteyebilirler. Bu durum, çocukların, haberi sindirmek için zamana ihtiyaçları olduğunun bir göstergesidir. Bu zamanı kendilerine tanımak için duydukları haberi ve onunla ilgili düşünceleri bir kenara itebilirler. Bu durum ise, çocuğun aynı zamanda kaybettiği kişinin geri gelmeyeceğini anladığını ve bunun sonuçlarını hemen düşünemeyeceğini de gösterir. Çocuklar, bu kayıpların sonuçlarını, ancak zaman içinde yaşayarak öğrenebilmektedirler.”
Sayfa 11 - Türk Psikologlar Derneği
Reklam
“Küçük çocuklar korkularını anne babalarına yakın olmak ve onlarla devamlı fiziksel temas halinde olmak isteyerek gösterirler. Bu durum, yetişkinler için çok sıkıcı olabilir. Bebekler, etraflarını keşfetmek için annelerinden belli bir süre için uzaklaşabilirler; ama beklemedikleri bir durumla karşılaşırlarsa hemen hızla geri dönüp annelerinin kucağına çıkmak isterler. Korkan çocuklar aynı zamanda oyuncaklarını, battaniyelerini ya da yastıklarını bırakmak istemeyebilirler. Böylelikle kendilerini daha güvende hissederler. Bu dönemde, belirgin olarak daha sinirli, huysuz ve ağlayan çocuklar haline gelebilirler. 6-7 yaşındaki çocuklar, korktuklarını genellikle sözel olarak daha rahat ifade edebilirler. Bu yaştaki çocuklar genellikle anne babalarının başına bir şey gelmesinden korktukları gibi, kendileri için de korkabilirler.”
Sayfa 16 - Türk Psikologlar Derneği
“Bazı çocuklar, sevdikleri birinin öldüğünü ya da ölmek üzere olduğunu duyduklarında, şoka girebilirler. Bu durum, çocuğun hareket edememesi, konuşamaması ve tepki verememesi anlamına gelir. Anne babalarının ölümüne şahit olmuş çocuklar, o mekanda hiçbir şey yapmadan uzun bir süre oturabilirler ve daha sonraki günler boyunca hiç konuşmayabilirler. Eğer çocuğun duyduğu haber ilk anda günlük hayatını etkilemiyorsa, bu habere vereceği tepkiyi, somut değişiklikleri yaşamaya başlayana kadar erteleyebilir.”
Sayfa 12 - Türk Psikologlar Derneği
“Yetişkinlerin, çocukların ölümle ilgili olarak ne düşündüklerini anlamak için, onları çok dikkatli bir şekilde dinlemeleri gerekmektedir. Çocukların konuyu anlayıp anlamadıklarını görmek için çok dikkatli soruların sorulması gerekir. Ayrıca çocukların sordukları sorunun ardında yatan endişeyi sezmeye duyarlı olabilmek de önemlidir.”
Sayfa 10 - Türk Psikologlar Derneği
“Çocuklar, tekrarlayan olaylara alışık olduklarından ölümün bir son olduğunu kavramakta güçlük çekerler. Onlar her sabah kalkarlar, anaokuluna giderler, her akşam eve dönerler ve ertesi sabah yine aynı şeyleri yaparlar. Hayat böyle kendini tekrar ederken, ölen kişinin neden geri gelmediğini anlamak onlar için çok güçtür. Zaman kavramı çocuklarda yavaş yavaş değişir ve değiştikçe zamanı geçmişten şimdiye, şimdiden geleceğe uzanan düz bir çizgi gibi algılamaya başlarlar. Çok küçük çocuklar için ölüm, gündelik hayatta varolan birinin artık orada olmaması kadar basit bir anlama gelir: ‘Baba öldü, baba gitti. Anne hayatta, anne burada.’ Zaman içerisinde, çocuk ölen kişinin geri dönmediğini fark ettikçe, ölümün bir son olduğunu anlar.”
Sayfa 7 - Türk Psikologlar Derneği
Reklam
“Çocuklar, ölen birinin bütün vücut fonksiyonlarının durduğunu, yani ölen birinin nefes alamayacağını, yemek yiyemeyeceğini, herhangi bir şey içemeyeceğini, oyun oynayamayacağını, düşünüp hissedemeyeceğini ve rüya göremeyeceğini anlamalıdırlar.”
Sayfa 5 - Türk Psikologlar Derneği
"Çocuklar, güçlü duygularla yetişkinler kadar iyi başa çıkamadıklarından olup bitenleri mümkün olduğunca kendilerinden uzak tutmaya çalışırlar. Çocukların üzüntüsü yetişkinlerden daha kısa sürer. Bu, çocuğun ölen kişiyi düşünmediği ya da özlemediği anlamına gelmez. Gerçek dünyada çocuk, o kişi ile birlikte olamadığından hayaller kurmaya başlar. Çocukların üzüntü süreleri yetişkinlerden daha kısa olduğundan, yetişkinler onların kendileri kadar çok üzülmediklerini düşünebilirler. Bu, tamamen yanlış bir çıkarsamadır."
Sayfa 22 - Türk Psikologlar Derneği
"Bazı çocuklar, kayba tepki olarak kendilerini diğer çocuklardan soyutlayıp anaokulundaki ve evdeki zamanlarının çoğunu yalnız geçirmeye başlarlar. Bu tepki daha büyük çocuklarda daha sık görülmesine karşın küçük çocuklarda da görülebilmektedir. Bazen anne babanın duygusal durumlarına bağlı olarak, kayıptan önce gördükleri ilgiyi göremeyen çocuklarda bu tepki gözlenebilmektedir. Çocuklarda bu tepki gözlenmeye başlanırsa bu, çocuğun kendi duygu ve düşünceleriyle başa çıkmaya çalıştığına işaret eder. Böyle zamanlarda çocuk, içinde bulunduğu durumu dile getirebilmek için yetişkinlerin yardımına ihtiyaç duyar. Anne babalar, bu haldeki çocuğun diğer çocuklarla ilişki kurmasına yardımcı olarak çocuğun bu tepkiden kurtulmasını sağlayabilirler."
Sayfa 21 - Türk Psikologlar Derneği
"Çocuğa başkalarına zarar vermeden öfkesini dile getirmeyi öğretmek gerekmektedir. Çocuğa bu eğitimi verirken tepkisine engel olmamaya dikkat edilmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki çocuğun öfkelenmesi normaldir. Kontrol etmeyi öğrenmesi gereken nokta, hissettiği öfkeyi dışa vuruş şeklidir."
Sayfa 20 - Türk Psikologlar Derneği
Reklam
"Bir kayıp yaşadıktan sonra çocuklar buna, genellikle uyku bozukluğu göstererek tepki verirler. Yatmak istemeyebilirler, yattıktan sonra ise kendilerini o kadar huzursuz hissederler ki uyumaları çok uzun zaman alabilir. Yattıkları odanın kapısının ve ışığının sürekli açık kalmasını isteyebilirler. Çünkü etraflarında kimse olmadığında ve oyun oynamadıklarında onları korkutacak hayaller kurmaya başlarlar. Aynı zamanda uyuduktan sonra, gece boyunca uyanabilir, ağlayabilir, inleyebilir ya da uykularında konuşabilirler. Bunların nedeni kabus ve kötü rüyalar görmeleridir"
Sayfa 18 - Türk Psikologlar Derneği
“Sevdikleri birilerini kaybetmiş olan çocuklar, ölümle ilgili olarak, böyle bir yaşantısı olmayan yaşıtlarından daha gelişmiş bir anlayışa sahip olabilmektedirler.”
Sayfa 9 - Türk Psikologlar Derneği